İlk bakışta her şey iyi görünüyordu, ama kaydı olmayan bir kasa vardı. Bütün işaretler 1948 yılını gösteriyordu. | Open Subtitles | كان هناك صندوق واحد لا سجلات لديه أقصد أنه عائد لعام 1948 لذلك بدأت أفكر |
Onlarla ilgili olmayan bir ders almaya çok yaklaşmıştık. | Open Subtitles | كنا قريبين جداً من الحصول على صف واحد لا يكون بأكمله متعلقاً بهم |
Sadece tek bir adamsın. tek bir adam dünyayı değiştiremez. | Open Subtitles | أنت رجل واحد فقط رجل واحد لا يمكنه تغيير العالم |
Özetlemek gerekirse tek bir anlama geliyor: Teröristlerle müzakere yapmayın. | TED | حسنا للتلخيص، فإنه يتلخص في أمر واحد: لا تتفاوض مع الإرهابيين. |
Şu an ihtiyacım olmayan tek şey sıkıştırılmak. Beni aradın ve yardım istedin. | Open Subtitles | شىء واحد لا أريده , وهو المضايقة أنت من إتصل بى وطلب المساعدة |
Şu an ihtiyacım olmayan tek şey sıkıştırılmak. Beni aradın ve yardım istedin. | Open Subtitles | شىء واحد لا أريده , وهو المضايقة أنت من إتصل بى وطلب المساعدة |
Ne Avrupa'daki mezattan ne de dünya üzerindeki herhangi bir çarşıdan... alamayacağın bir tek şey var. | Open Subtitles | يوجد شئ واحد لا يمكن شراؤه من أوروبا أو أى مكان فى العالم |
Dünyayı değiştirmeye çalışan herkes basit ve kaçışı olmayan bir nedenden ötürü başarısızlığa mahkumdur. | Open Subtitles | أن معظم الحالات التي يحاول فيها الإنسان تغيير العالم تفشل لسبب واحد لا مفر منه وهو البقية. |
Ama sende başkalarında olmayan bir şey var; ben... | Open Subtitles | ما عدا شىء واحد لا يملكه شخص أخر لكنك أنه أنا.وأنا... |
- Ve sende olmayan bir şeye sahipti. | Open Subtitles | -وكآن لديه شي واحد لا يوجد لديك |
- Ve sende olmayan bir şeye sahipti. | Open Subtitles | -وكآن لديه شي واحد لا يوجد لديك |
Ama Baldur'a o kadar düşkün olmayan bir tanrı varmış. | Open Subtitles | ولكن كان هناك إله واحد لا يحب"بولدر" |
tek bir bot olduğunda, fazla bir etkisi yoktur. | TED | وبعد ان يمر قارب .. فقد وجد ان وجود قارب واحد لا يؤثر بصورة كبيرة |
Binlerce askeri kullanamayacağın tek bir yer vardır... | Open Subtitles | و لكن ثمه مكان واحد لا يمكنك فيه استخدام 1000 جندى |
Anlayamadığım tek bir konu var. Niye böyle bir aptalca şeyle kendini tehlikeye attı? | Open Subtitles | شيءٌ واحد لا أفهمه, ما الذي دعاك إلى هذا التصرّف الدنيء؟ |
Bazen rüyalar kötü öğreticidir çünkü bütün gerçek tek bir rüyada saklı değildir. | Open Subtitles | أحياناً الأحلام علامات سيئة لأن حلم واحد لا يروي قصة كاملة |
Temizlik işleri çarkında olmayan tek şey temizlik işleri ama önemli değil. | Open Subtitles | هناك شيء واحد لا يوجد في العمل المرتب الترتيب ,لكن هنا نحن محقين. اكثر متعة بهذه الطريقة. |
Senin ya da Karim'in ya da bebeğin zımbırtılarıyla dolu olmayan tek yer. | Open Subtitles | مكان واحد لا تنشغلي به مع وظيفتك أو أشياء كريم |
Ama bende olmayan tek bir şey var ve senin de bana verebileceğin tek şey o. | Open Subtitles | و لكن هناك شيء واحد لا أمتلكه و هذا هو الشيء الذي ستعطيه لي |
Cesedin üzerinde kurbana ait olmayan tek bir parmak izi var. | Open Subtitles | البصمة الوحيدة على الجثة تعود لشخصاً واحد لا غيره... |
Ne Avrupa'daki mezattan ne de dünya üzerindeki herhangi bir çarşıdan... alamayacağın bir tek şey var. | Open Subtitles | يوجد شئ واحد لا يمكن شراؤه من أوروبا أو أى مكان فى العالم |
bir tek kişiye bağlanmak hiç de akıllıca değil. | Open Subtitles | إنّه لجنون أن تعلّق مصيرك برجل واحد لا سيّما رجل لا يُعتمد عليه |
Cerrahlar sadece bir tek şeyi değiştirememişler | Open Subtitles | هناك شيء واحد لا تمكنه الجراحة تغيره ، هل عرفته؟ |