ويكيبيديا

    "واحد مِنْ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    • biri
        
    Trajik bir şeyler çal, Ton Ton. Open Subtitles ديك نهاري واحد مِنْ المشي، قادم , منفضة ريش.
    Her okuldan bir öğrencinin bizimle gelmesini istedi. Open Subtitles يُريدُ طالب عسكري واحد مِنْ كُلّ أكاديمية للذِهاب مَعنا
    Bütün parmaklarını bir seferde ısırıp koparacağım. Open Subtitles سَأَقْضمُ كُلّ واحد مِنْ هذه الأصابع الصغيرة، بِانفراد.
    Hıristiyan okulundaki bir öğretmenin de bir şekilde havası olmalı. Open Subtitles حقاً؟ حتى واحد مِنْ معلّمِ عِلْمِ اللآهوت يُمْكِنُ أَنْ يُسْمَحَ للذِهاب.
    Kaliforniya'daki kızıl ağaç ormanlarından biri, dünyanın en uzun üç ağacını barındırır. Open Subtitles هذا واحد مِنْ بساتينِ الخشب الأحمر في كاليفورنيا تَحتوي على ثلاث مِنْ الأشجارِ الأطولِ على الأرضِ.
    Bu da bir kova buzlu su demek, o kadarını söyleyeyim! Open Subtitles وذلك واحد مِنْ سطلِ الماء المبردِ، دعْني أُخبرُك.
    Tek bir kanıt bile bulamayacağınıza bahse girerim. Open Subtitles أَتحدّاك للإيجاد واحد مِنْ نفايةِ الدليلِ بأنّ هناك غدرَ هنا.
    Yüzünün bir tarafı parçalanmış adam da orada durmuş "Adamdan Sayılmayan Kurban" diyor. Open Subtitles واحد مِنْ جانبِ وجهِها حُطّمَ. والرجل فقط وَقفَ هناك وهو يَذْهبُ، ' لا بشرَ تَضمّنَ.
    Göğün bir ucundan diğerine kadar kaydı. Open Subtitles هو فقط خطّطَ مِنْ واحد مِنْ نهايةِ السماءِ إلى الآخرينِ.
    Dur bir dakika. Open Subtitles إسبوع واحد مِنْ إستشارة وهذا ماذا تَجيءُ به؟
    Bu onun sadece bir yüzü. Open Subtitles أنا بخير مدرك ذلك فقط واحد مِنْ جانبِها.
    Mutfağa gitmiştim, kendime bir dilim pasta lamak için. Open Subtitles دَخلتُ المطبخَ للحُصُول لنفسي واحد مِنْ الكعكةِ.
    Bana gereken tek bir vuruş, ve hemen ardından kendime geleceğim. Open Subtitles كُلّه تقديرات تحوّل جيدُ واحد مِنْ المضربِ، وأَنا ظهرُ صحيحُ في هذا.
    bir erkek ve bir kadın arasında sadece bu tür bir ilişki mi olur? Open Subtitles هناك نوعِ واحد مِنْ العلاقةِ بين رجل و إمرأة؟
    bir erkek ve bir kadın arasında sadece bu tür bir ilişki mi olur? Open Subtitles هناك نوعِ واحد مِنْ العلاقةِ بين رجل و إمرأة؟
    Sterillik. Türümüzden sadece bir nesil daha yaşayabilecekti.M Open Subtitles فقط جيل واحد مِنْ نوعِنا يُمْكِنُ أَنْ يَبْقى
    Sizinle veya eski hayatından başka biriyle temasa geçmek için yapacağı herhangi bir girişim konumlarını tehlikeye atabilir. Open Subtitles أيّ محاولة يَجْعلُ لتَحديد مكانك أَو أي واحد مِنْ حياتِه القديمةِ يُمْكِنُ أَنْ يُساومَ موقعَه.
    bir tek bayan ayakkabısı, 37 numara, gümüş rengi. Open Subtitles واحد مِنْ زوجِ أحذيةِ الإمرأةِ، حجم 7، فضة.
    Entellektüel elit bir kesimin ve dünya bankerlerinin kuracağı bir çok uluslu egemenlik, geçtiğimiz çağlarda gördüğümüz tek uluslu oluşumlardan daha caziptir. -David Rockefeller, Dışilişkiler Üyesi Open Subtitles مصرف واحد، جيش واحد، واحد مِنْ مركزِ القوَّةِ.
    Şu halkaların her biri öldürdükleri bir zavallı piçi simgeliyor. Open Subtitles كل واحد مِنْ تلك الحلقاتِ تُفتَرضُ إلى مثّلْ بَعْض اللقيطِ الفقيرِ قُتِلوا.
    Turistler de bu batıklara dalış yapmaya gelirler ve bu Karayipler'in dünyanın en önemli tatil beldelerinden biri olmasında etkili olur. Open Subtitles يأتي السيّاحَ للغوص في الحطامِ , الذي يُساعدُ لجَعْل الكاريبيِ واحد مِنْ وجهات عطلات العالمَ العلياَ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد