Burada lastik patlıyor ve üzerimde takım elbise var. | Open Subtitles | انا بالخارج هنا مع اطار وارتدى بدله مزعجه |
12 yaşına yeni basmıştı ve taktığı gözlükler onu zeki gösterirdi. | Open Subtitles | كان عمره أكبر من 12 سنة بقليل وارتدى نظارة مما جعله يبدو ذكياً. |
O anın şerefine hepimiz pembe tüylü fular taktık. ve Crystal gördüğünüz gibi; günün prensesi parıltılı bir taç takmıştı. | TED | وارتدى جميعنا الشالات لهذه المناسبة، وكذلك "كريستال"، وكما ترون كانت ملكة اليوم، وهي مرتدية التاج المشع. |
İyi değil. Eşine elveda dedi ve maskesini yüzüne tekrar taktı. | Open Subtitles | قال وداعاً لزوجته وارتدى قناعه ثانيةً |
..ve suçlamasında 5 rakamlık bir takım elbise giydi. | Open Subtitles | وارتدى زي الرقم خمسة في حين استدعائه |
Hep ince ve hoş biri olmak isterdim. | Open Subtitles | وارتدى الملابس الجميلة |
Daha erken kalkmış, portakal rengi tişörtünü giymiş ve işçisi olmadığı halde, | Open Subtitles | "استيقظ بوقت أبكر وارتدى قميصه البرتقاليّة وتوجّه لوظيفته المصطنعة بـ(الميمات الثلاث)" |
Elini aşağıya indir ve git giyin. Yüzbaşı yoldadır. | Open Subtitles | اخفض يدك (جاك) وارتدى ملابسك الكابتن فى طريقه الى هنا |
Eşyalarını topla ve giyin. | Open Subtitles | احضرى امتعك وارتدى ملابسك |
Uzun ve sıskaydı ve mavi silindir bir şapkası vardı. | Open Subtitles | وارتدى قبعة زرقاء.. |
ve 1880'lerde tek camlı gözlükler epey yaygınken, 1912'de yani "Downtown Abbey" ortaya çıktığında, gözlük takan üst sınıf erkekler görme avantajlarından dolayı, ve ışığı kırabilmesinden dolayı ölçümleri daha iyi yapabiliyordu. | Open Subtitles | وبينما كانت النظارات المفردة شائعة جدا في 1880s، في عام 1912، عندما أخذ داونتن أبي مكان، وارتدى الرجال من الطبقة العليا نظارات بسبب التقدم في البصريات، |
- Lindsey, kapa çeneni ve giy şunu! | Open Subtitles | - لينزى , اصمتى وارتدى هذا |
O zaman, katilimizin hedefi Tyler Faris'ti ve kostüm giyerek ya taninmamayi garantilemek istedi ya da taninarak, cinayet suçunu Yalniz intikam'a yüklemek istedi. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّه إستهدف (تايلر)، وارتدى الزي، إمّا للتأكّد أن لا يتعرّف عليه أحد... أو للتأكّد أن يتمّ التعرّف عليه وتوريط "المُنتقم الوحيد" بجريمة القتل. |
O zaman, katilimizin hedefi Tyler Faris'ti ve kostüm giyerek ya tanınmamayı garantilemek istedi ya da tanınarak, cinayet suçunu Yalnız İntikam'a yüklemek istedi. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّه إستهدف (تايلر)، وارتدى الزي، إمّا للتأكّد أن لا يتعرّف عليه أحد... أو للتأكّد أن يتمّ التعرّف عليه وتوريط "المُنتقم الوحيد" بجريمة القتل. |