Düştü ve basını şöminenin çevresindeki betona çarptı. | Open Subtitles | وقع مباشرة وارتطم راسه على الحجر حول المدفأة. |
Yani, dev bir göktaşı geldi ise, ve Dünya'ya çarptı ise her yere tozları dağıttı. | Open Subtitles | فلو أتى كويكبٌ عملاق، وارتطم بالأرض وفجّر الغبار بكل مكان |
Ve kırmızı ışıkta geçip bir arabaya çarptı. | Open Subtitles | وهو قطع الاشارة الحمراء وارتطم سيارة أخرى. |
Sonra dışarı çıktım sandalyeye takılıp, kafamı betona çarptım ve havuza yuvarlandım. | Open Subtitles | فـ خرجتُ تعثّرتُ بالأريكة، وارتطم رأسي بالإسفلت وتدحرجتٌ إلى بركة السباحة. |
ben ayağımı bir beyzbol sopasına çarptım | Open Subtitles | وارتطم إصبع قدمي بمضرب بيسبول قديم. |
Düşüp yüzümü çarptım. | Open Subtitles | فسقط وارتطم رأسي بالموقد |
Bütün programı izledi. En son istasyonda, bagajı olduğunu düşündüğü şeyi almak için kalktığında başını perde çubuğuna çarptı ve kendi oturma odasında olduğunu anladı. | TED | لقد شاهد كل البرنامج، وعند المحطة النهائية، قام ليلتقط ما يعتقد بأنها حقيبته وارتطم رأسه بحامل الستارة وأدرك أنه في غرفة الجلوس خاصته. |
Mel Brooks tuvaletten çıkıyordu ve döner kapı bana çarptı. | Open Subtitles | (ميل بروكس) كان خارجاً من الحمام وفتح الباب وارتطم بي |
Beni itti, kafam duvara çarptı. | Open Subtitles | لقد ضربني وارتطم رأسي بالجدار |
- Bir çukura düştüm ve başımı çarptım. | Open Subtitles | - سقطت في حفرة وارتطم رأسي |