"Gerçekten mi?" dedi. Ve o anda gözlerindeki ilgiyi gördüm. | TED | واستطعت أن أرى بريقا من الاهتمام و التشوق في عينيه |
Güneş oradaydı, diğer gezegenler oradaydı Ve gezegenlerin Güneş'in etrafında nasıl döndüğünü görebiliyordum. | TED | لذا كانت هناك الشمس، وكانت هناك الكواكب، واستطعت رؤية دوران الكواكب حول الشمس. |
Yani beni şok etmedi. Komik olan, bu sabah uyandım Ve... Apaçık görüyordum. | Open Subtitles | الأمر المضحك هو أني استيقظت صباح اليوم واستطعت الرؤية بوضوح لكن ليس بعينيّ |
Üzerinde daha fazla çalıştıkça o delikten çıkmaya Ve insanlarla konuşmaya başladım. | TED | وبدأت أعمل على نفسي أكثر واستطعت أن اخرج من إنعزالي وان أبدأ بالتحدث الى الاخرين |
Şimdi kalınlığını, boyutunu kontrol edebilirim. Onunla ne istersem yapabilirim Ve sonuçları tahmin edebilirim. | TED | حتى الآن أستطيع السيطرة على السمك و الحجم، أستطيع أن أفعل ما أريده به، واستطعت توقع نتائجي. |
Böylece dondurucu soğukta dışarı çıktım Ve iki sene öncenin şubatında ulaşabileceğimi bildiğim her bir insanı fotoğrafladım. | TED | خرجت في البرد القارس وقمت بتصوير كل شخص أعرفه واستطعت الوصول إليه في فبراير منذ حوالي السنتين |
Köy halkı ile konuşmaya başladım Ve herkesi ikna etmeyi başardım Ve çalışmaya başlayabildik. | TED | بدأت أتكلم مع المجتمع واستطعت ان اقنع الجميع وكان بإستطاعتنا أن نبدأ العمل |
Sonra leke yok oldu Ve yarayı görebildim, Ağır yaralıydı Arkadaşlarla yaralıyı bir çarşafın içine koyduk Asansörle, her katta dura dura, 15 kat, yaralıyı aşağıya indirdik | TED | فجأة اختفت البقعة واستطعت ان ارى جرحه، الذي كان خطيرا جدا، وضعناه انا ورفاقي داخل غطاء، وحملناه في مصعد كان يتوقف في كل طابق لـ 15 طابقا. |
Ve top geldiğinde kendimi ayarlayabilmek, şuta hazır olabilmek için oyuncuları oldukça hızlı bir şekilde toplamaya çalışırdım. | TED | واستطعت ملاحظتهم بصورة أسرع، وفي حال تم تمرير الكرة لهم، يمكنني أن أنتقل للمكان المناسب وأستعد لصد التسديدة. |
Bu sefer yeteneğim hakkında küçümseyici yorumlar almadım Ve işe yarar bir şeyler yapabildim. | TED | هذه المرة لم أحصل على أي من التعليقات المتسلطة على قدراتي واستطعت بالفعل إنجاز عملي. |
Böylece merdivenlere yan döndüm. Ayağımı basamağa yan koydum Ve merdiveni anında çıktım. | TED | لذلك، أدرت جسمي بحيث يكون عموديًا على حافة الرصيف ورفعت قدمي على الجانب، واستطعت فورًا الصعود. |
İşe sıfırdan başladın, Ve başardın. | Open Subtitles | لقد بدأت من الصفر , واستطعت ان تصنع شيئاً من نفسك |
Evlat, ben bir aptalım, Ve milyonlar yaptım, milyomlarımıda trilyonluk bir imparatorluğa çevirdim. | Open Subtitles | واستطعت جمع ملايين واستطعت تحويل الملايين إلى إمبراطورية بـ بليون دولار |
Neden arama. Keşke bir nedeni olsa, ben de bilsem Ve değiştirebilsem. | Open Subtitles | فلا تبحثى عن السبب ليت لهذا الأمر سبباً أعرفه، واستطعت تغييره |
Geçen gün şu genç yatırımcıyla tanıştım Ve bir sebepten kollarını kaldırdı Ve şeffaf sarı kıllarını gördüm aynı Proust'tan bir hikâye gibiydi. | Open Subtitles | التقيت شابة من مروجي الدعايات قبل ايام ولسبب ما رفعت ذراعها واستطعت أن أرى هذا الضوء من الشعر الاشقر |
Ve Preta'dan maskeyi aldım, Tshombe'ye götürdüm Ve Nadia'nın lanetli çivisini çıkardım. | Open Subtitles | واستطعت ان اخذ القناع من بريتا واحمله الى تشامبي وانزع مسمار لعنة ناديا |
Ben de saat 03:16 civarlarında kesintisiz tam 57,3 MB boyutunda yükleme yapılan yerlerin ülke çapında izini sürdüm Ve en yakın bulabildiğim bir posta kodu. | Open Subtitles | انا تعقبت كل اللى رفع في هذه الساعه وبالضبط كل اللى رفعه بنفس الصيغه في هذه الساعه واستطعت ان اصل للرمز البريدي |
- Sonra ateşi ben çıkarmaya çalıştım Ve çıkarmıştım. | Open Subtitles | و بعدها حاولت أن اشعل نار المخيم واستطعت أن أفعلها |
Tekmelendim. daha önce kızlar üzerime tükürdü, Ve ben her zaman onları birarada tutmaya çalıştım. | Open Subtitles | وقد تم ركلي, وقد تم البصق عليّ بواسطة الفتيات من قبل واستطعت دائماً التماسك |
Buldum Ve GPS'ten adresi aldım. | Open Subtitles | أجل، واستطعت الحصول على عنوان من جهاز تحديد المواقع |