Çok geniş bir alanı kapsamıyor ama belirli bir mesafe içindeyse, sinyal veriyor. | Open Subtitles | مجالها ليس واسعا ولكن ضمن مسافة معينة يمكنها ان تتلقى الاشارات |
Bütün bunlarla mesajını daha uzağa ve geniş kapsamlı bir şekilde yayabilirsin. | Open Subtitles | مع كل هذا،يمكنك أن تنشري رسالتك بعيدا و واسعا |
Bu sebeple, yalnızca bir uzmanlık alanında değil, aynı zamanda, ilk seçtiğiniz uzmanlık alanınızla ilgili ve hatta ona uzak olan geniş bir alanda bilgi sahibi olmanız gerekiyor. | TED | لهذا لا تحتاجون فقط للتدريب في تخصص واحد فقط بل اكتسبوا كذلك نطاقا واسعا في مجالات أخرى، لها علاقة قريبة أو بعيدة بما اخترتموه في البداية. |
Dünyayı daha geniş çerçevede görmeye başladılar. | Open Subtitles | لقد تفتحوا لقد راؤو العالم واسعا |
Son zamanlarda, bu güç özgürleşip masaüstlerinden sıçrama yapıyor. Ve çok ama çok hızlı bir şekilde, çoğunluk olmasa bile kayda değer bir oranda insanı bugünkü geniş banttan çok daha hızlı şekilde nete bağlı çalışan süperbilgisayarları tutarken, taşırken veya giyerken görüyor olacağız. | TED | وفي الآونة الأخيرة، صارت تلك القوة ذاتيّة متجاوزة أجهزة الكمبيوتر. وبسرعة كبيرة جدا سنرى نسبة كبيرة، إن لم يكن الأغلبية، من الناس يتسابقون لإمتلاك، أو حمل أو ارتداء أجهزة كمبيوتر خارقة مرتبطة بسرعة أكبر مما نعتبره اليوم نطاقا واسعا. |
O zaman koridor geniş olsun. | Open Subtitles | من الأفضل أن يكون الممر واسعا |
O çömlek yeterince geniş değil. | Open Subtitles | هذا الأصيص ليس واسعا كفاية |
Damar yolu aç, geniş. | Open Subtitles | افتح الوريد واسعا |