Şehirde bir muhbir tanıyorum. | Open Subtitles | لن يصعب الإمساك بهم؛ لديّ واشٍ في المدينة |
Vermezsen, muhbir olduğunu yayarım. | Open Subtitles | إن لم تعطيني إياها ,سأنشر الخبر بأنك واشٍ |
Şehirde bir muhbir tanıyorum. | Open Subtitles | لن يصعب الإمساك بهم؛ لديّ واشٍ في المدينة |
Çünkü ben ve amcan burada bir köstebek olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | لأننا أنا وعمّك نظن أنه لديكَ واشٍ في منظمتك |
Bize zaman kazandır ve konuş, biz de seni kimsenin seni ispiyoncu bilmediği doğu yakasına naklettirelim. | Open Subtitles | وفّر لنا بعض الوقت وتحدّث، وسننقلكَ إلى، الساحل الشرقي حيث لا أحد يعرف أنّك واشٍ |
Bu şehirde nerede olursan ol, bir iki adım ötende daima bir sıçan bulunur. | Open Subtitles | في هذه المدينة، لا يهم أين تكونين، فلا تبتعدين مسافة قدمين عن واشٍ. |
Bilesin diye söylüyorum, biz anlaşamasaydık bile, hayatta bir gammaz ile anlaşmazdım. | Open Subtitles | لعلمكَ فحسب , حتّى لو لم يكن بوسعنا الإتفاق لن أقوم بإتفاقٍ مع واشٍ. |
Büyük, şişman bir muhbiri öldürüp bağırsaklarını deşmek kadar iyi bir spor olamaz. | Open Subtitles | ولا يوجد مران أفضل من قتل وإصمات واشٍ كبير سمين! |
Burada öyle bir muhbir olsun, anında kendini ölü bulur. | Open Subtitles | لو كان هنا واشٍ مثله، لانتهي به المطاف ميتًا. |
O zamanlar, benim için çalışan bir muhbir vardı. | Open Subtitles | أتعلم. سابقاً، لطالما كان لدي واشٍ يعمل معي |
Burada öyle bir muhbir olsun, anında kendini ölü bulur. | Open Subtitles | لو كان هنا واشٍ مثله، لانتهي به المطاف ميتًا. |
- O bir muhbir. | Open Subtitles | إنه واشٍ. ماذا إذا كان كلامه صحيحاً؟ |
Bir muhbir. Dünya muhbirlere bayılır. | Open Subtitles | واشٍ ، العالم يحبّ الواشين |
O çocuğun başına gelenler gerçekten de utanç vericiydi her ne kadar ibne bir muhbir de olsa. | Open Subtitles | -مُخجلٌ هو ما حدث لذلك الفتى ... رغم أنّه كان وغدٌ واشٍ |
Beyler, güvenebileceğimi düşündüğüm biri bir köstebek. | Open Subtitles | أيها السادة ، واحد منكم ظننت أنني أثق به .. هو واشٍ |
Benim köstebeğimi sana anlatan köstebek de bir köstebekti. | Open Subtitles | الرجل الذي أخبرك عن الواشي هو واشٍ أيضاً |
Üzücü doğası yüzünden! Skinner yakınına adam soktu. Bir köstebek. | Open Subtitles | لأنها ستضايقك ، (سكينر)، يعرف شخص قريب منك ، واشٍ |
Yerde yatan adamın ispiyoncu olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا أنّ الرجل الملقى على الأرض واشٍ |
İspiyoncu diyerek üstüne atladılar. | Open Subtitles | ضايقوه بدعوى أنه واشٍ |
- Bazıları büyük sıçan der. | Open Subtitles | البعض يقولون واشٍ كبير |
Sen şimdi ona gammaz mı diyorsun? | Open Subtitles | هل تلمح أنه واشٍ أو شيئاً من هذا القبيل؟ |
Bir sürü insan Simon Poole'un Grady'nin organizasyonunda onu ispiyonlayan bir muhbiri olduğunu iddia ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | هنالك شائعاتٌ تقول بأنّ (سايمون بول) كان لديه واشٍ بجانب (غريدي) والذي قام بالوشاية به .. |
2001 yılında önce Kasim bu kadar ünlü bir terörist değildi. Düşük seviyeli bir muhbirdi. | Open Subtitles | قبل 2001، لم يكن (قاسم) ارهابي مشهور، لقد كان واشٍ دنيء فحسب |
Kaşarlanmış mahkûmlar bile bana saygı gösterirdi. Ben bir muhbirden çok öteyim. | Open Subtitles | مجرمون قساة نادوني بـ"السيّد"، أنا أكثر من مجرّد واشٍ |
Bunu sadece Juice yapabilir ve bir kalleşin başka bir kalleşi araştırmasının pek bir ağırlığı olmayacak. | Open Subtitles | (جوس)، هو من يمكنه فعل ذلك شهادة واشٍ على واشٍ لن تكون بتلك القوة .. |
- Birinin öttüğünü söylüyorlar. | Open Subtitles | -أيقصدون بأن هناك واشٍ ؟ |