ve babamın 'güvenilmeyecek biri olduğumu' düşünmesini istemedim. Panikleyip arabayı göle attım. | Open Subtitles | ولم ارد ابي ان يعتقد انه لا يستطيع ان يثق بي لذا ذعرت واغرق السيارة |
Burada oturur keyif çatar, birkaç bira yudumlar, ve televizyonda biraz saçmalık izlerim. | Open Subtitles | انا اجلس هنا في برود . واغرق في شرب علبتين من البيرة واشاهد اشياء تافه على التلفاز |
Günlerdir çalışmadı ve kendini içkiye verdi. | Open Subtitles | إنه لم يعمل لعدة أيام واغرق نفسه فى شرب الخمور |
Bakın burda birbirimize ait şikayet beyanında bulunur dururuz ve bir sürü kâğıt işi çıkar. | Open Subtitles | سوف نقوم بالشكوى ضد بعضنا البعض، واغرق في بحر العمل الكتابي. |
Boru hattının boş olduğunu düşündü ve tankerlerini taşırdı. | Open Subtitles | الوعاء الرئيسى كان خاليا واغرق الحاويه |
Burada kal ve boğul. Ben işe gidiyorum. | Open Subtitles | أبقى هنا واغرق,انا سأذهب للعمل |
ve bundan böyle, kutuplardaki buzullar eridiğinde, kayıt stüdyom Nuh'un Gemisi gibi yükselecek, ve ben J.G. Ballard'ın masal kahramanı gibi sular altında kalan dünyanın üstünde süzüleceğim. | TED | وهكذا .. وعندما يذوب القطب الشمالي سوف اطوف انا ومعداتي الصوتية كسفينة نوح وسوف اطوف واغرق في العالم مثل شخصية رواية " جي - بالارد " |
Git ve bat. | Open Subtitles | إذهب واغرق |