Yarın ne olur bilemem ama bugün hastanede yatmayı kabul etti. | Open Subtitles | لا اعلم ما يحدث بالغد لكن اليوم وافقت أن تدخلَ المستشفى |
Bu davada ona yardım etmemi kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافقت أن تسمح لي أن أساعد في القضيّة. |
Kadının bana tarif ettiğiyle Nate yüzünden yaşadıklarımın neredeyse aynı gibi bu yüzden benimle burada buluşmayı kabul etti fakat bu güya yarım saat önce olacaktı. | Open Subtitles | الطريقة التي أفصحت بها عن الأمر مطابقة لما أعانيه الآن مع نيت لذا وافقت أن تلتقي بي هنا , لكن هذا كان |
Seni görmeyi kabul ettim, çünkü ciddi ve saygıdeğer, biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد وافقت أن أقابلك لأننى سمعت أنك رجل جدى يجب معاملتة باحترام |
Ancak adımı öğrenince yardım etmeyi kabul ettin. | Open Subtitles | فقط بعدما عرفت اسمي وافقت أن تساعدني |
Fikrini değiştirmek konusunda 6 ay için anlaşmıştık. | Open Subtitles | كلا، لقد وافقت أن تكون أمامنا ستة أشهر لكي نغيّر رأيه. |
Eğer benim hastam değilseniz, neden burada buluşmayı kabul ettiniz? | Open Subtitles | إذا لم تكن مريضي إذاً لماذا وافقت أن تقابلني هنا؟ |
Bette rahat durmayı kabul etti. | Open Subtitles | الآن، بيتي وافقت أن تهذّب من نفسها |
Evet, onun bedeni, ...bir anne olarak benim ihtiyaçlarıma göre bedenine muamele edilmesini kabul etti. | Open Subtitles | أجل، إنّه جسدها، لكنّها وافقت أن تخضع جسدها لإحتياجاتي كأمٍّ |
yanımda duran güzel varlık... karım olmayı kabul etti. | Open Subtitles | هذه المخلوقة الجميلة الواقفة بجانبي. وافقت أن تكون زوجتي. |
Herneyse, Mellie röportaj yapmayı kabul etti ve şu anda önemli olan tek şey de bu. | Open Subtitles | على كل حال , ميلي وافقت أن تقوم بعمل المقابلة وانه كل ما يهم الآن |
Uganda, önce Limbani'yi elinde tutmayı kabul etti. | Open Subtitles | أوغندا وافقت أن تحتفظ بليمباني لهم |
Bize yardım etmeyi kabul etti biz de Zorro'nun adını düşmanlarından gizlemeye söz verdik. | Open Subtitles | لقد وافقت أن تساعدنا ونحن نعد بأن نبقى أسم "زورو" سراً عن أعدائه |
Megan, başka birine daha tecavüz girişiminde bulunduğunu duyunca ifade vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | عندما (ميغان) سمعت بأنّه، حاول الذهاب خلف إمرأة أخرى، هي وافقت أن تشهد |
Jen, az önce benimle herhangi bir saatte, herhangi bir yerde ve herhangi bir günde buluşmayı kabul etti. | Open Subtitles | "جين" للتو وافقت أن تخرج معي أي وقت , أي يوم , أي مكان .. |
Seni görmeyi kabul ettim, çünkü ciddi ve saygıdeğer biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد وافقت أن أقابلك لأنني سمعت أنك رجل جدي يجب معاملتة باحترام |
Senin teşhisinle uyuşup uyuşmayacağıma bir bakmayı ve... ..Safford'la konuşmayı kabul ettim. | Open Subtitles | و لكنني وافقت أن أتأكد من تحليلك و أتحدث إلى السيد سافورد ماذا؟ |
İstifa etmeyi kabul ettim. | Open Subtitles | لقد وافقت أن أنسحب |
Az önce ona iki milyon dolar vermeyi kabul ettin. | Open Subtitles | لقد وافقت أن تدفع له 2 مليون دولار |
Söylediklerimi yapacağın konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | لقد وافقت أن تفعل ما أقول |
Atınızı satmayı kabul ettiniz. | Open Subtitles | أنت وافقت أن تبيعني خيلك |
Harper'dan uzak durmayı kabul edersen sana borcu olan parayı vereceğim. | Open Subtitles | سأرد إليك مالك إذا وافقت أن تبتعد عن (هاربر) |