Cevaplarını yazmayı kabul ettik ama sana sorduğum bir soruya herhangi bir bilgiyi eklemem için ortada beni durduracak hiçbir şey olmadığı açıkça belli. | Open Subtitles | لقد وافقنا على إجاباتك لكن لا يوجد ما يمنعني من وضع أي معلومات أريدها في سؤال أسأله |
Hepinizin bildiği gibi, bu kurulda bir temsilcimiz olması karşılığında Amiral Adama'nın askeri otoritesini tanıyacağımızı kabul ettik. | Open Subtitles | مثلما تعلمون جميعاً , لقد وافقنا على سُلطة الأدميرال العسكرية بُمثابة مقعد من مجلسه |
Daha dün, saklayacak hiçbir şeyimiz olmadığı için dosyalarımızı vermeyi kabul ettik ve şimdi benden S.P.K.'nın peşine düşmemi istiyorsunuz ki bu da saklayacak bir şeyler olduğunu gösterir. | Open Subtitles | كما تعلمين، بالأمس وافقنا على إعطاء الملفات لأن ليس لدينا ما نخفيه والآن تريدين مني مطاردة لجنة الأوراق والبورصات |
Ama seni aramıza almanın... topluma zararlı olabileceğine karar verdik. | Open Subtitles | لكننا قد وافقنا على محاوِلة ضمنك قد تبدو مجازفة لا ُتحتمل للجالية نفسها |
Hayır. Satıp parayı paylaşmak üzere anlaşmıştık. | Open Subtitles | لا ،، وافقنا على بيعهِ وقسمة المال |
Sonunda, bir konuda aynı fikirdeyiz. | Open Subtitles | حسنًا في النهاية وافقنا على شيء واحد |
Hayır, bunun nasıl olacağını kararlaştırmıştık. | Open Subtitles | لا, وافقنا على عمل ذلك بطريقة معينة, |
- Terry ve ben de desteğimizi göstermek adına katılmayı kabul ettik. | Open Subtitles | تيري و أنا وافقنا على المشاركة لإظهار الدعم حسنا |
Bu görüşmeyi siz istediniz, biz de kabul ettik. | Open Subtitles | لقد طلبتِ تلك المُقابلة وقد وافقنا على الأمر |
Hey, bir dakika ahbap. Parayı ödemeyi kabul ettik. Saati durdur! | Open Subtitles | لقد وافقنا على الدفع, إنهي ميقاتك الآن |
Ölmüş kızı gibi giyinmeyi kabul ettik diye bize ekstra bahşiş veren adamı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | ...أتذكرين ذلك الرجل الذي دفع لنا بقشيشاً باهضاً لأننا وافقنا على تقمص لباس بناته المتوفيات؟ |
- O salak uygulamayı niye kabul ettik ki? | Open Subtitles | لماذا وافقنا على هذا التطبيق الغبي؟ |
Senatöre borçlu olduğumuz için görüşmeyi kabul ettik, Bay Thompson. | Open Subtitles | (لقد وافقنا على مقابلتك، سيد (طومسن من باب الإحترام للسناتور |
Bn. Van Cartier, sizi saklamayı kabul ettik.. | Open Subtitles | اسمعي,يا سيدة(فان كارتر)لقد وافقنا على التكتم عليكِ وحمايتك |
Öyleyse neden kabul ettik? | Open Subtitles | لِمَ وافقنا على هذا إذن ؟ |
-En başından bunları neden kabul ettik ki? | Open Subtitles | -لماذا وافقنا على فعل أي شيء ؟ |
Fakat beraber yaşamaya başlayınca, başkalarıyla görüşmeye karar verdik ve işte benim niyetim de bu. | Open Subtitles | لكن إلى حين أن نستطيع أن نعيش فى نفس المكان وافقنا على رؤية أناس آخرين وهذا ما كنت أنوى فعله |
Evet ve alnımıza leke sürülmemesi için, benim doğuracakmışım gibi yapmama karar verdik. | Open Subtitles | نعم، و لأجل سمعتها وافقنا على التظاهر بأنه ابني |
Uluslararası işbirliği çıkarı ve eksiksiz açıklama. İçinizden şanslı olanı Shangai'ye sorgulama için götürmeye karar verdik. | Open Subtitles | لمصلحة التعاون الدولي ، والفضح الكامل وافقنا على إرسال منافس محظوظ منكم |
Bunu tartışmak üzere anlaşmıştık. | Open Subtitles | لقد وافقنا على مناقشة هذا |
John da ben de bu konuda aynı fikirdeyiz. Seninle tanışmayı çok istiyor. | Open Subtitles | (جون) وإيّاي وافقنا على هذا، إنّها متشوقة للقياك. |
Hayır, bunun nasıl olacağını kararlaştırmıştık. | Open Subtitles | لا, وافقنا على عمل ذلك بطريقة معينة, |