Her şey bittikten sonra elimde bol sıfırlı çek ile ayakta bir tek ben kalacağım. | Open Subtitles | وعندما ينتهي ذلك سأكون آخر واحده واقفه وحامله بيدي قطعه كبيره من اللحم |
Her şey bittikten sonra elimde bol sıfırlı çek ile ayakta bir tek ben kalacağım. | Open Subtitles | وعندما ينتهي ذلك سأكون آخر واحده واقفه وحامله بيدي قطعه كبيره من اللحم |
Bir dakika önce Emma onun yanında duruyordu sonra Frank arkasını döndü ve onu kaçırdılar. | Open Subtitles | دقيقة ايما كانت واقفه بجانبه ثم فرانك استدار وهي ذهبت |
Ne zamandan beri konuşuyoruz, arkanızda duruyordu. | Open Subtitles | طوال الوقت الذي تحدثنا فيه كانت واقفه هناك |
Şimdi yol tarafında park etmiş beyaz bir araca yaklaştılar. | Open Subtitles | لقد حققوا بسياره بيضاء واقفه على جانب الطريق |
Gözlerimi kapar ve beşe kadar sayardım açtığımda ise hâlâ önümde dikiliyor olurdu. | Open Subtitles | لقد كنت أغلق عيناى وأقوم بالعد لخمسه وعندما أفتح عيناى أجدها واقفه أمامى |
Evet. Bütün arabaların yolun dışında kenarda durduğunu fark etmediniz mi? | Open Subtitles | ألم تلاحظ كل السيارات واقفه بجانب الطريق |
Aynanın tam karşısında duruyor, elinde parlayan bir cisim tutuyordu. | Open Subtitles | واقفه أمام المرآه قابضه علي شيئاً ما يبرق. |
Büyük fırtına sırasında mazgallarda ayakta durduğuna kendi gözlerimle şahit oldum. | Open Subtitles | بعيني هاتين رأيتها واقفه على السور خلال عاصفه عاتيه |
Ha-hayır,orada arkada elinde bir sandviçle ayakta duruyordu. | Open Subtitles | كانت واقفه هناك ممسكه بشطيره في يدها |
İşini ayakta yapıyor. Bu olmasın. | Open Subtitles | انها تتبول و هى واقفه , ليس معها |
Bununla ayakta işeyebileceğim. Bir adam gibi. | Open Subtitles | بهذا, استطيع البول واقفه مثل الرجل |
Hemen de oturma, bir süre ayakta kalıp-- | Open Subtitles | لاتجلسين مباشرة ..... ستظلين واقفه حتى |
Kendimi, orada ayakta dikiliyorum. | Open Subtitles | إنه أنا .. واقفه هناك |
Çamura bulanmıştım ve o da kelebeklerle kaplı bir çalı gibi orada duruyordu. | Open Subtitles | وهي واقفه هناك كما لو أنها شجره مغطاة بالفراشات |
Babamın cesedi başında duruyordu. | Open Subtitles | واقفه بجانب .جثّة أبي |
ve gözlerimi açtığımda Meera önümde duruyordu. | Open Subtitles | امامى واقفه كانت ميرا |
Limuzini park ettiğiniz alan yasak bölge. | Open Subtitles | لوحظ بأن سيارة ليموزين واقفه في منطقة محظورة |
Bu arabaları biliyorum. Hepsi motelin önünde park halindeydi. | Open Subtitles | أنا أعرف تلك السيارات لقد كانت واقفه في منطقة الراحه |
Gözlerimi kapatıp beşe kadar sayardım ama gözlerimi açtığımda önümde dikiliyor olurdu. | Open Subtitles | لقد كنت أغلق عيناى وأعد إلى خمسه ولكن عنما أقوم بفتحهم أجدها واقفه أمامى |
- İnanacak! - Hey! Keşke bir halının üzerinde dikiliyor olsaydım. | Open Subtitles | -كنت اتمني أن اكون واقفه علي السجادة |
Evet. Bütün arabaların yolun dışında kenarda durduğunu fark etmediniz mi? | Open Subtitles | ألم تلاحظ كل السيارات واقفه بجانب الطريق |
Dürbünle etrafı gözetliyordum ve senin odada durduğunu sandım. | Open Subtitles | بينماكنت أنظر , في المنظار المكبر, وبدا كما لو كنت واقفه في الغرفة. |
İlgin olsa burada duruyor olmazdık. | Open Subtitles | لم تكوني واقفه هنا إن كُنتِ كذلك. |