ve en çok incelenen lif: ana ampullate lifi. | TED | واكثر الخيوط دراسة من ضمنها جميعا: الخيط الطويل الامبولي الشكل |
Ama madem ben en zeki iyinin en iyisi ve en başarılı insan değilim o zaman kim olduğumu bilmiyorum. | Open Subtitles | ولكن اذا لم اكن انا الأذكى وافضل الجميع واكثر الناس نجاحا وبعد ذلك لا أعرف من أنا |
Bu dev bir halüsinasyon makinesinden daha fazlası olabilir. | Open Subtitles | انها من الممكن ان تكون اداة عملاقة للهلوسة واكثر من ذلك اكثر من ذلك بكثير |
Pablo'nun tefeci dükkânında, bir ödül avcısının ihtiyaç duyduğu her şey bulunur, hatta fazlası da. | Open Subtitles | محل رهانات بالبو لديه كل شئ يحتاجه صائدي الجوائز واكثر |
Diğer yandan, insanlar arasındaki iletişim, çok daha karmaşık ve ilginç çünkü bizler görünenin ifade edilenin haricinde çok daha fazlasını hesaba katıyoruz. | TED | بينما التواصل بين البشر فهو اكثر تعقيداً .. واكثر اثارة للاهتمام لان بتواصلنا ذاك نستخدم اكثر من التعابير المباشرة |
Ben, yapabileceğim her şeyi yaptım. Gerekenden daha fazlasını yaptım. | Open Subtitles | انا فعلت كل ما استطعت فعله واكثر مما استطيع |
Uğraşmak zorunda olduğumuz ilgisiz, kayıtsız bir takım kurumlara karşı kendimizi korumak için daha ve daha fazla kural. | TED | لنفرض قواعد وقوانين اكثر واكثر لكي نحمي انفسنا ضد المؤسسات اللامبالية والغير مهتمة التي يتوجب علينا التعامل معها |
Bu şimdiye kadar bana rezerve edilen en romantik masaydı ve en ilginç başlangıçtı. | Open Subtitles | حسنا , افضل شىء رومانسى حصلت علية واكثر امتاعا من الغناء |
Daha fazla uzatmadan, sizlere takdim etmek istiyorum dünyanın en nadir ve en tehlikeli silahlarından birisi. | Open Subtitles | الكثير والان من دون مزيد من التأخير ارجوكم اسمحوا لي ان اقدم لكم واحداً من اندر واكثر الاسلحة خطورة |
Dünyadaki bütün dâhiler, sanatçılar bilim adamları, en zeki ve en yaratıcı insanlar gerçekten değiştirmeye karar verseler neler olurdu hiç merak ettin mi? | Open Subtitles | هل تسائلت يوماً عما سيحدث إن اجتمع كل العباقرة , والفنانين والعلماء.. واذكى , واكثر الناس إبداعاً فى العالم.. |
Bunun mümkün olduğunu düşünüyorum çünkü ölüm cezası tartışmalarında bir nokta vardır ve muhtemelen en önemli noktadır ki bu noktada herkes aynı fikirdedir, en tutkulu idam cezası savunucuları ve en çok düşüncelerini dile getiren köleliğin kaldırılması yanlıları | TED | اعتقد ان هذا ممكن لأن هنالك ركن في جدل عقوبة الإعدام قد يكون من اهم اركانها الكل متفق عليه حيث يتفق كل انصار عقوبة الإعدام واكثر المطالبين بإلغاها صخبًا |
Bana gelecek altı ay ve hatta daha fazlası için yeterince seksi anı verdin. | Open Subtitles | انتِ اعطيتني ما يكفي من الذكريات الدافئة التي ستبقى للستة اشهر القادمة واكثر |
Yakın zamanda, Y nesline (1980-1999 arası doğanlara) hayattaki en önemli hedeflerini soran bir araştırma vardı. %80'den fazlası, hayattaki en önemli hedeflerinin zengin olmak olduğunu söyledi. | TED | هناك دراسة اجريت مؤخرا على جيل الالفية سُئلوا فيها عن اكثر أهداف حياتهم اهمية، واكثر من 80% قالوا: أن هدفهم الاساسى في الحياة ان يصبحوا |
Tüm o günler ve fazlası için. | Open Subtitles | لكل هذه الاوقات, واكثر |
Ve çok daha fazlası. | Open Subtitles | واكثر من ذلك بكثير |
Kocan projeyi sonlandırıp, daireleri satar paranın tümünü hatta çok daha fazlasını geri kazanır. | Open Subtitles | ربما يتمكن من إنهاء المشروع ويبيع الشقق يعوض كل شيء، واكثر بكثير |
Aman Tanrım, gidip kaslarını ve daha fazlasını ellememi istiyor! | Open Subtitles | يريدني ان آتي والمس عضلاته واكثر |
Birazcık fazla yaygın, biliyorsun,çevrendikiler daha fazlasını biliyor. | Open Subtitles | شائع قليلاً, أتعلمين ,واكثر شيوعاً. |
Elimizden aldıkları her şeyi ve daha fazlasını geri alacağız. | Open Subtitles | كل ما اخزوه منا سنستعيدة واكثر |
Ve paradigma şu şekilde devam ediyor, o konuda 10 da 10 yapınca, daha fazla ve daha ileri konulara geçişe izin veriyor. | TED | والفكرة هي انك بمجرد حصولك على 10 في ذلك الصف فانها تواصل بك التقدم لنماذج متقدمة اكثر واكثر |
Bizden daha iyi işler çıkaran ve daha zeki bir mimar bize bu alet kutusunu vermiş, ve şimdi nasıl kullanılacağını biliyoruz. | TED | هناك صانع افضل واكثر ذكاء منّا قد أعطانا صندوق الأدوات هذا وبمقدورنا الآن ان نستخدمه |