ve sanırım doğam gereği, ben izleyici veya araştırmacı değil de yapan bir insanım, fikirler ve eylem arasındaki bu uçurum, bu ayrılığı kısaca keşfetmeye çalışacağım. | TED | وفي طبيعتي، أعتقد أنني أحب فعل الأشياء أكثر من كوني متفرجًا أو متأملًا لها، وذلك الانقسام، الخليج ما بين الأفكار والأفعال التي تجعلني أحاول واستكشف بإيجاز. |
ve birine kaba gelen başka bir insana tamamen normal gelebilir. | TED | والأفعال الفظة بالنسبة لشخص ما قد تكون طبيعية جدًا بالنسبة لشخص آخر. |
ve hatta iç sesinizi fikirler ve faaliyetler arasındaki kayıp bağlantı olarak da görebilirsiniz. | TED | يمكنك حتّى رؤية هذا الصوت الباطن على أساس الصلة المفقودة التي تصل بين الأفكار والأفعال. |
Baltayla değil ama kelimelerle ve ideallerle savaşacaktım. | Open Subtitles | لن أقاتل بفأس بل بالكلمات والأفعال المثالية. |
Kurbanların güçsüzlüğü ve bazı liderlerin şüpheli seçimleri arasında bariz bir ayrım yapıyor. | Open Subtitles | إنها تُفرّق بوضوح بين عجز الضحايا والأفعال المُريبة التي إرتكبها بعض الزعماء |
Daha doğrusu eskiden yaptığınız iş kötü şeylerin olmasını engelleyen gizli bir devlet programıydı. Terörist eylemler ve ulusumuzla ilgili suçlar. | Open Subtitles | لدى برنامج حكوميّ سريّ يمنع وقوع الأحداث الفظيعة والأفعال الإرهابيّة والجرائم ذات الصلة بالأمن القوميّ. |
Ama sonuca ulaşmak için her şey mubah deyip yaptığım tüm ahlaksızca ve kötü şeyleri sizin gibiler için yaptım. | Open Subtitles | لكن الغاية تبرر الوسيلة والأفعال البشعة الشريرة التي فعلتها لقد فعلتها من أجل أشخاص مثلك |
Fransızcam çok iyi değil ama bazı kelime seçimleri ve fiil çekimleri hatalı. | Open Subtitles | ليس لأن لغتي الفرنسية ليست ممتازة لكن هناك بعض الأختيارات الغريبة للكلمات هنا والأفعال مكونة بشكل غير صحيح |
Verdiğin kararlar ve onu takip eden eylemler kim olduğunun bir yansımasıdır. | Open Subtitles | القرارات التي تقررها والأفعال التي تمتثلُ لها هو إنعكاس لماهيتك. |
Verdiğiniz kararlar ve onu takip eden eylemler... | Open Subtitles | القرارات التي تقررونها والأفعال التي تمتثلون لها |
Nihayetinde, makinelere tıpkı bizim gibi görebilmelerini öğretmek istedik, nesnelerin isimlendirilmesi, insanların tanımlanması, 3B geometrileri tahmin ilişkileri anlama, duygular, olaylar ve şiddet. | TED | ما نريد الوصول إليه هو أن نُعَلّم الآلات لكي تبصر مثلنا تمامًا تُسمي الأشياء بأسمائها وتتعرف على الأشخاص وتستدل على الأبعاد الثلاثية للأسطح تفهم العلاقات والعواطف والأفعال والنوايا |
Sonuç olarak daha seyrek görülen davranışlar izlenimleri oluşturmakta ve güncellemekte daha ahlaksız ve daha uygun davranışlardan daha baskın. | TED | وعموماً، السلوكيات التي ينظر إليها على أنها أقل تأثيراً هي أيضاً تلك التي يميل الناس لأن تحصل على ترجيح أكثر عند تشكيل وتحديث الانطباعات، الأفعال السيئة جداً والأفعال ذات الكفاءة العالية. |
Eğer bunu başarabilirsek beynin düşünce, duygu, eylem ve his üretmek üzere nasıl düzenlendiğini belki de daha iyi anlayabiliriz. | TED | إذا أمكننا الحصول على ذلك، ربما يمكننا الحصول على فهم أفضل لكيفية تنظيم الدماغ لإنتاج الأفكار والعواطف والأفعال والأحاسيس. |
Sonra uyuşturucu ve anal seks geldi buraya. | Open Subtitles | ودخل علينا المخدرات ... . والأفعال المحرمة |
Söylememek için çabaladığın onca şey, kelimeler ve görünüşlerin arasında. | Open Subtitles | في المساحة بين الكلمات والأفعال |
İnsanı kendi kimliği olan ve özgür iradesiyle hareket eden bir şey olarak tanımlarsak... bu kaos ortamında bulunan insanların erken yaşları olan çocuklar ne durumdadır? | Open Subtitles | ... والأفعال وفقا _ إلى بمحض إرادتها. ما |
Burada İngiltere'de, bir tohum ektik bu tohum inancımızla büyük fedakarlıklarla büyüyerek koca bir ağaç olacak ve bu ağacın dalları tüm krallığı sararak bu kokuşmuş Hristiyanlık karşıtı manastırları yok edecek. | Open Subtitles | زرعنا بذرة والتي ... مع الدعاء والأفعال |
"...eylemle ve içtenlikle sevelim." | Open Subtitles | "ولكن فلنسموا بالحقيقة والأفعال" |
Yapma ama Marge, bütün o bilip bilmeden doldurduğumuz boşanma belgeleri ve evrakları hasta hasta beni kapının önüne koymak için miydi? | Open Subtitles | (مارج) بعد كل العبارات والأفعال التي تستحق الطلاق الكثير منها والتي لا تعلمين عنها كيف لك أن تتخلين عني و أنا مريض الآن |