ve dizlerim pantalonumun içinde kanıyordu ve soğuktan ve acıdan dolayı halüsinasyonlar görüyordum. | TED | كانت ركبتاي حينها تنزفان عبر بنطالي، وكنت أهذي من البرد والألم والملل. |
Sana söylüyorum, bu seni para israfından ve acıdan kurtarır işte. | Open Subtitles | على المدى البعيد يحفظ لك الكثير من المال والألم |
Bu küçük kelimede bir sevinç ve acı ummanı saklı. | Open Subtitles | يا له من عالم الفرح والألم يكمن فى هذه الكلمة |
Sen herkesten daha iyi bilirsin ölen birisinin yüzünde korkuyu ve acıyı görmenin verdiği tatmini. | Open Subtitles | أنت من بين الكل تقدر كم يرضيك رؤية الخوف والألم في نظرات ضحيتك عندما يموتون |
Küçük bir ağrı,bir parça keder, sıradan bir acı. | Open Subtitles | الوخز الصغير والقليل من التقرح والألم العشوائي |
Yıkım vardı o kampta. Büyük ızdırap ve acılar. | Open Subtitles | الكثير من الدمار في ذلك المخيم، الكثير من المعاناة والألم. |
Keşke içimdeki keder ve acıya merhem olsaydı. | Open Subtitles | إذا كان فقط سيجدي نفعاً مع هذا العذاب الداخلي والألم. |
Bu, bana Medine'ye göç eden ilk Müslümanların acı ve ıstıraplarını hatırlattı. | Open Subtitles | وذلك يذكرنى بالحزن والألم الذى قاساه المسلمون الأوائل عندما هاجروا إلى المدينة |
Karanlıklardan ve acıdan arındılar. | Open Subtitles | لقد تحرروا من هذا الظلام والألم |
İşkence ve acıdan daha kötü bir şey. | Open Subtitles | شىء أسوأ من التعذيب والألم. |
Kan ve acıdan, mükemmellik doğar. | Open Subtitles | من الدم والألم تأتي المثاليه |
10 yıldır yinelenen kayıp ve acı rüyaları aynı kişiyi öne çıkarır. | Open Subtitles | الأحلام المتكررة من الخسارة والألم لمدة عشر سنوات ويتشارك فيها نفس الشخص |
Ama sonuç zarar ve acı olacaksa asil bir davranış değil sadece bencillik | Open Subtitles | لك لو كانت النتيجة ليست سوى الضرر والألم فهذا ليس نبلاً بل أنانية |
Kan ve acı içeren her şey üzerine bahse girerler. | Open Subtitles | يأخذون الرهانات على أيّ شيء يتضمّن الدمّ والألم |
Kim ağlayacak küçük oğlan için Kederi ve acıyı iyi bilen | Open Subtitles | من سيبكي على صبي صغير عرف جيدا الجرح والألم |
Pek bilinmez ama, üzüntü ve acıyı sanata yansıtabiliyormuşsun. | Open Subtitles | وهناك الكثير من الناس لا يعرفون هذا، ولكن يمكنك توجيه الاذى والألم في الفن. |
- Çünkü... Onlar vampir ve gittikleri her yere ölüm ve acıyı da birlikte götürürler. | Open Subtitles | لأنّهما مصّاصا دماء، وأنّى يذهبان يتّبعهما الموت والألم. |
Bu kadar zamandan sonra kanser ve ağrı kalmaması nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | كيف يعقل هذا انني شفيت من السرطان والألم اختفى بعد كل هذا الوقت؟ |
İnsanlar ağrının her türlüsünden çeker. Nöropatik ağrı, bel ağrısı gibi. Kemik metastazı yapmış kanser ağrısından çekebilir; metastaz kemiklerinize yayıldığında, bu çok ağrılı olur. | TED | والناس الذين يعانون من جميع أنواع الألم مثل ألم الأعصاب ، وآلام الظهر السفلية والألم السرطانيّ من انبثاث العظام، عندما يصل الانبثاث الى العظام، يكون أحيانا مؤلما جدا. |
Hüzünlü ve acılar içinde. | Open Subtitles | كل الحزن والألم الذي يبدو عليه.. |
Sirenler, acılar, korkular, hepsi Hell's Kitchen'i yalayıp yutuyordu. | Open Subtitles | الصافرات والألم والخوف وكل ما يخنق "هيلز كيتشن" |
Bu baskıya ve acıya ve yalnızlığa dayanamam. | Open Subtitles | لا يمكنني تحمل الضغط والألم والوحدة... |
Etraflıca düşünürsek, bu, geçmişteki adaletsizliklere ve bununla iç içe geçmiş acı ve kederlere bakmayı gerektiriyor. | TED | ولكن للقيام بإعادة التفكير هذه، يتطلب منا ذلك النظر إلى مظالم الماضي والألم والحزن المرتبط معهم. |