Kurşun yediğim zaman ve hastanede vücudumun bütün deliklerinden tüpler ve borular çıkarken beni ziyarete hiç gelmedi. | Open Subtitles | لم يأتِ لزيارتي حين أصبت بتلك الرصاصة عندما كنت مستلقيًا في المستشفى والأنابيب تتدفق داخلة وخارجة من كل فتحة في جسدي |
Yollar kapalı. borular donmuş. Albinolar neredeyse görünmez olmuş. | Open Subtitles | الطرق مغلقة والأنابيب متجمدة والمُهُق مختفيون |
Hastanedeydin her tarafına borular bağlıyken o ameliyatı istiyordun, değil mi? | Open Subtitles | أنت فى المستشفى والأنابيب تخرج منك وتريد إجراء العملية ، أليس كذلك؟ ... |
Parçalanacak milyonlarca tuğla kapanacak ve sızdıracak binlerce oluk ve boru ve ormanın ortasında çatırdayan bir taş görüyorsun. | Open Subtitles | أنت ترى الملاين من الحجاره القابله للسقوط، ألاف من البالوعات والأنابيب القابله للأنسداد أو التهريب. وأحجاراً ستسبب انشقاقاً بالغابه. |
Zamanında insanlar kendi borularından çok banyodaki boruları biliyordu. | Open Subtitles | في أيامنا، كان الناس يتعلّمون السباكة في حماماتهم أفضل من تعلّمها في قنوات التوصيل والأنابيب الخاصة بهم. |
Bu tüpler arka tarafta bir cihaza bağlı, bu cihaz, sürekli değişen karbondioksit konsantrasyonunu yüksek doğruluk oranıyla gerçek zamanda ölçmeye yarıyor. | TED | والأنابيب مثبتة بجهاز في الخلف الذي يسمح لنا بقياس حي ومباشر وبدقة عالية للتركيز التفاضلي المستمر لثاني أكسيد الكربون. |
Hastanedeydin her tarafına borular bağlıyken o ameliyatı istiyordun, değil mi? | Open Subtitles | أنت فى المستشفى والأنابيب تخرج منك وتريد إجراء العملية ، أليس كذلك؟ ... |
Mermerler yüzlerce kilometre uzaktan getirilmek zorunda, ...borular bağlandı, ocak... | Open Subtitles | الرخام يجب أن يجلب من على بعد آلاف الفراسخ والأنابيب والأفران يجب... |
Hover barajının jeneratörlerini soğutmak için su taşıyan bu küçük borular, bu yaratıklar için mükemmel yuvalardır. | Open Subtitles | بقشطه من الحواجز والأنابيب التى يستعمرها. "بلح البحر" يلصق نفسه داخل حائط الأنابيب |
"Bir kibrit darbesiyle hayalleri sızdıran borular konuşulur. | Open Subtitles | والأنابيب الطويلة التي تسرب" "الأحلام بعود ثقاب |
Küçük borular ve fayanslarla allak bullak olduk. | Open Subtitles | تشابكنا مع الخزف والأنابيب |
Pervane, üstüpü ve borular tamam. | Open Subtitles | أمامنا عمل الدعامة والأنابيب |
Ve borular patladı.. | Open Subtitles | والأنابيب المكسورة مفتوحة |
Aldığın barut ve boru faturalarını bulduk.Dr. Lambert ile partide olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | وَجدنَا الإيصالاتَ ل البارود والأنابيب. عَرفنَا بأنّك كُنْتَ في إستمتعْ مَع الدّكتورِ لامبيرت. |
Döşemeler gıcırdıyor, su boruları ses çıkartıyor ve... | Open Subtitles | الألواح الأرضية تصر ، والأنابيب تخشخش |
Tüm kapıları ve boruları kapatın. | Open Subtitles | إغلاق طوارئ... جميع البوابات والأنابيب. |
Aniden, bir bedenim vardı, yaralanmış ve ötelenmiş ve delinmiş bir beden, kesilip açılmış bir beden, organları alınmış, taşınmış ve yeniden düzenlenmiş ve yeniden yapılmış, taranmış bir beden ve tüpler sokulmuş, kimyasallardan yanıyor olan bir beden. | TED | فجأة، وجدت جسدي ، جسد موخوذ مطعون ومثقوب ، جسد مقطوع عرضاً وشق جسد كانت اعضائه مزالة ونقلها وإعادة ترتيبها واعادة بنائها، جسد قد تم مسحه والأنابيب التي حشرت في أعماقه جسد كان يحترق من الكيماويات |