Bu durumda, ilkel bir balık olan bofa gibi basit hayvanlarla başlamak ve sonrasında daha komplike harekete sahip semender, kedi ve insan gibi memelilere doğru gitmek daha mantıklıcadır. | TED | لهذا من الأفضل أن نبدأ بالحيوانات البسيطة مثل الانقليس، وهو سمك بدائي جدا، ثم نتدرج إلى حركات معقدة أكثر، مثل تلك بالنسبة للسلمندر، ولكن أيضا في القطط والبشر في الثدييات. |
Çünkü sen bir insan oğlusun ve insan oğulları her zaman berbat şeyler yapar. | Open Subtitles | بل لأنك بشري والبشر يفعلون أشياء مٌروعة طوال الوقت |
Yunanlılar ne olacağı hakkında düşündüler, tanrılar, insanlar ve ölümsüzlüğün iç içe geçtiği uzun bir süre boyunca | TED | حسنا، فكر الإغريق حول ما يحدث عندما تخلط الآلهة والبشر والخلود لفترة طويلة. |
Mal ve hizmetler ve insanlar ve sermaye sınır dışına gidiyor hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde ama Amerikanlaşma yerinde duruyor. | TED | تنتقل السلع والخدمات والبشر و رؤوس الأموال عبر الحدود أسرع من ذي قبل، أما الأمركة فلا. |
Gerçekten de Tok'ra ve insanların Goa'uld'u yenebileceğini düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لاتظن فعلاً أن الجواؤلد والبشر يمكن أن يطيحوا بالجواؤلد ؟ |
Ve bu seyahati boyunca, olağanüstü şeyler gördü. Bitkilerin, hayvanların ve insanların muazzam çeşitliliği. | TED | وخلال فترة تلك الرحلة. رأى أشياء لافتة للنظر. تنوّع فريد للنباتات والحيوانات، والبشر. |
Aylakları ve insanları ses yoluyla mı ayırt edebiliyorsun? | Open Subtitles | يمكنك تمييز الفرق بين السائرين والبشر بالصوت؟ |
Zaman Lordu ve insanlar birleşti. Hep bunu hayal etmemiş miydin, Doktor? | Open Subtitles | سادة الزمن والبشر سوياً ألم تحلم بهذا طيلة عمرك يا دكتور ؟ |
Onun diğer köpekler ve insanlarla ne kadar sosyal zaman geçirdiğini | TED | يريد معرفة مقدار وقته المقضي في الاجتماع مع الكلاب الأخرى والبشر الآخرين. |
Geleneksel olarak, köpek etrafı batırır ve insan da temizler. | Open Subtitles | تعلم , بشكل تقليدي الكلاب تسبب الفوضى والبشر ينظفون |
Vampir ve insan grubunun arasında bir anlaşma mevcut. Tıpkı sizinle olduğu gibi. | Open Subtitles | بين مصّاصو الدماء والبشر اتّفاق مثل الذي بيننا وإيّاكن أجمعين |
Gözlemciydi, mükemmel bir tarih, yaşam ve insan gözlemcisiydi. | Open Subtitles | لقد كانت متابعة، متابعة عظيمة مولعة بالتاريخ، الحياة والبشر |
Mimari, insanlar ve doğa bir arada var olabilir ve bu fotoğrafta aralarında iyi bir ilişki olduğu görünüyor. | TED | المعمار والبشر والطبيعة يمكن أن يندمجوا ولديهم علاقة طيبة في هذه الصورة. |
Orada yaşayan insanlar ve bütün kardeşleri de kolonilerinin yararına, birlikte mi çalışıyorlar? | Open Subtitles | والبشر الذين يعيشون هناك هل جميعهم أخوة، ويعملون معاً لرفعة مستعمرتهم؟ |
Yıldız patlamak üzereyken, insanlar ve Cylonlar bu gezegende ve şu anda tesadüfen bir araya mı geldi? | Open Subtitles | أن السيلونز والبشر كلاهما يتقابلان على هذا الكوكب وبهذه اللحظة القدرِية قبل أن يبدأ النجم بالإنفجار للتحول لسوبر نوفا ؟ |
Saylon ve insanların geleceğini ellerinde tutacaksın. | Open Subtitles | ستحملون مستقبل السيلونز والبشر بين يديكم |
Saylon ve insanların geleceğini ellerinde tutacaksın. | Open Subtitles | ستحملون مستقبل السيلونز والبشر بين يديكم |
Majesteleri, majesteleri lordlarım, leydilerim bugün, burada tanrılar ve insanların huzurunda bu adamla kadının, evliliğine tanıklık etmek için toplandık. | Open Subtitles | مولاي ،مولاتي، سادتي سيداتي، نقف الآن بمشهد من الآلهة والبشر لنشهد قرانا بين رجل وإمرأة، |
Amforo'nun kilidini açarsan, hepimizi yok eder, melekleri ve insanları. | Open Subtitles | إذا قمت بفتح القارورة , ستمسحنا جميعنا من الوجود الملائكة والبشر |
Yani, biri tamamen sürdürülebilir bir akıllı telefon ortaya çıkarıncaya kadar, bu teknolojinin genel çevreyi ve insanları nasıl etkilediği hakkında uzlaşmaya ihtiyacımız var. | TED | إذًا، وحتى يخترعَ شخصٌ ما هاتفاً ذكياً مستداماً بشكلٍ كاملٍ، سنحتاج إلى التوصل لشروط لما تؤثّره التكنولوجيا بشكلٍ واسعٍ على الأماكن والبشر. |
Binlerce metrekarelik alanda bitki hayatını, hayvanları ve insanları öldürecek kadar güçlü bir zehir. | Open Subtitles | الثقيلة السامة كافية لتدمير /1 ،000 فدانا من الحياة النباتية ، الحيوانات والبشر ، |
Benlik ev sahipleri ve insanlar için bir tür kurgudur. | Open Subtitles | النفس هي نوع من الخيال للمُضيفين والبشر على حد سواء |
Anlatmak istediğim, her hekim hayvanlar ve insanlar arasıdaki bazı biyolojik bağları kabul eder. | TED | أقصد، انظروا، كل واحد من الأطباء يقبل ببعض الاتصال البيولوجي بين الحيوانات والبشر. |
Ben de çosuklarıma insanlarla dinozorların... birarada yaşadıklarını unutmamalarını öğütlüyorum. | Open Subtitles | وأقول لأطفالي، يجب ان تتذكّروا، عاشت الديناصورات والبشر على الأرض في نفس الوقت. |