ويكيبيديا

    "والبصل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • soğan
        
    • soğanlı
        
    • soğanla
        
    • ve soğanı
        
    Kızarmış et, mayonez, hardal, marul, domates, peynir ve soğan olsun. Open Subtitles اه، ولحم البقر المشوي، مايونيز، خردل، الخس، الطماطم والجبن والبصل سهل.
    İkimiz de et börekler, sos, marul, peynir, turşu ve soğan kullanıyoruz. Open Subtitles لدينا معاً فطائر اللحمة الصغيرة, و الصلصة والخس, و الجبن, و المخللات والبصل
    Ben sadece - - onları çıkartıp içlerine biraz soğan ve bezelye koyacaktım. Open Subtitles اعتقدت انه يمكنني خفقها وإضافة البازلاء والبصل
    Tüm bunları karışık sandviç ekmeğine koydum. Ve kendi özel sarımsaklı, yeşil soğanlı ve krem peynirli sosumu ekledim! Open Subtitles ذلك يُوضع على كلّ خبزة، وأنا أعدّ الثوم والبصل الأخضر، ونشر جبن الكريمة.
    Bugünün peynir ve soğanlı çarşamba mı yoksa tuz ve sirkeli cuma mı olduğundan emin değilim. Open Subtitles أنا لست متأكد أن هذه بطعم الجبنة والبصل. فالأربعاء خاص بالملح، والجمعة خاص بالخل.
    Pheobe istediği gibi yaptı, bezelye ve soğanla... Open Subtitles طالما ان فيبي تحصل على البلازلاء والبصل
    Masala, rava ve soğanı karıştırıyorsun. Vejeteryan ve vejeteryan olmayan yemekte yapabilirim. Open Subtitles ماسالا، رافا، والبصل, الخضار، وغير الخضار
    Tanrım! Burası votka ve soğan gibi kokuyor. Open Subtitles يا إلهي , إن الرائحة تشبه الفودكا والبصل هنا
    Domates, soğan ve biraz da lavantalı yapıyorlar. Open Subtitles يستخدمون الطماطم .. والبصل والقليل من.. نبات الخزامي البرّي
    Bu sırada da sıcaklık ve soğan yüzünden ellerim ve gözlerim yandı. Open Subtitles بينما تحترق يدى وأعينى تدمع من الحرارة والبصل
    İçinde acılı tempura, yengeç, mısır ve taze soğan var. Open Subtitles تمبورا شيلي، سرطان البحر، الذرة والبصل الأخضر.
    Tam olarak açıklayamıyorum ama karaciğer ve soğan halkaları karaciğer ve pastırma, kızarmış tavuk ciğerleri... Open Subtitles لا أستطيع تفسير ذلك ولكن الكبد والبصل .. الكبد و اللحم المقدد
    Sepet, soğan ve fasulyelerimizi koyduğumuz yer. Open Subtitles إنها المكان الذي نحفظ فيه السلال والفاصوليا والبصل
    Bu giydiğim sürtük kıyafetine harcayacak paran var ama karaciğer ve soğan için yok, öyle mi? Open Subtitles حتى تتمكن من إنفاق المال على هذه اصبع القدم الهجن أجد نفسي مجبرا على ارتداء، ولكن الكبد والبصل هو مجرد كثيرا؟
    Limon ve soğan yağında kızartılmış levrek. Open Subtitles إنه سمك قاروس بحري ملفوح بزبدة الليمون والبصل
    Jambon ve soğanlı olanı mantar ve peynirli olandan daha çok seveceğine dair sarsılmaz inancımı da hep korudum. Open Subtitles بينما اندفع خلال الفضاء متمسكه بإعتقادي انه قد يحب اللحم والبصل اكثر من حبه للفطر والجبنه
    Scoeus Special soğanlı ve soslu. Open Subtitles طبقه الخاص الغارق في المرق والبصل
    - Sonra frambuaz, biraz daha kedi dili, bezelye ve soğanlı biftek sote. Open Subtitles ثم التوت، والمزيد من ladyfingers... ... ثم لحوم البقر مقلي مع البازلاء والبصل.
    Ama bu krema ve soğanlı. Open Subtitles ولكن من القشدة الحامضة والبصل.
    Peynir ve soğanlı omlet. Open Subtitles أومليت مع الصلصة السويسرية والبصل
    Hardal ve soğanlı. Open Subtitles مع الخردل والبصل
    Yumurta, peynir ve soğanla sarılmış biftek. Open Subtitles a ستيك جناحِ لَفَّ حول a مجموعة البيضِ، الجبن والبصل.
    Pekala, bunu yapmak için eti ve soğanı kavuruyorsun, sonra.. Open Subtitles .أنتِ تقلين بعض اللحم والبصل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد