Max, levazım subayına git ve bu gece için cephane iste. | Open Subtitles | ماكس، الذهاب لرؤية التموين والتقاط كل ما ذخيرة يمكنك لهذه الليلة. |
Bir topu yuvarlayıp, olabildiğince fazla nesneyi toplamaktan ibaret olan kısıtlı bir sürede geçen ve umutla başka bir gezegene ulaşmaya çalıştığınız bir oyun. | TED | انها حول تداول الكرة والتقاط أكبر عد ممكن من الأشياء في وقت محدود ونأمل أن تكون قادرا على جعله كوكب. |
Bağışlayın, 25 ve 30 yaş arasındaki kadınları fotoğraflayarak dünyayı mı turlamalıyım? Güzellik dediğin bu mu olacak? | TED | هل أحتاج لرحلة حول العالم والتقاط الصور: عذراً، النساء اللاتي اعمارهن ما بين 25 و30؟ هل هذا هو الجمال؟ |
Yani onları telefonda konuşmak, internette dolaşmak, oyun oynamak, fotoğraf çekmek ve bir milyon farklı şey yapmak için kullanırsınız. | TED | بحيثُ يمكن استخدامها للتحدث عبر الهاتف، وتصفح الإنترنت ولعب الألعاب والتقاط الصور أو حتى مليون شيء مختلف |
Mesela bir pipet alabilirim ve onunla bir deney yapabilirim. | TED | يمكنني، على سبيل المثال، والتقاط ماصة والقيام بالمزيد من التجارب فيها. |
Makas değiştirmek ve uçak savar malzemelerini almak için 5 dakika var. | Open Subtitles | خمس دقائق لوصل القاطره والتقاط الطاقم المضاد للطائرات |
ve o çubuğu tekrar yakalamak ikinci bir şansa sahip olmak gibi birşey, yani onu yakala. | Open Subtitles | والتقاط ذلك القضيب مرة أخرى كتمسكك بفرصة ثانية، لذا فأنت تلتقطينه ثم تتأرجحين فوقه |
Arka taraftan tayf fotoğrafları çekeceğiz, ve sonrada iki saatte eve döneceğiz. | Open Subtitles | والتقاط صور الأشباح، وسنعود بعدها للديار في ساعتين. |
Oraya gideceğim, çamaşırlarımı alacağım ve ona gerçeği söyleyeceğim. | Open Subtitles | أنا مجرد الذهاب إلى الذهاب هناك، والتقاط بلدي الغسيل وأقول لها الحقيقة بلدي. |
Adam, gelenlerin iki ya da üç kişi olduklarını ve iki veya üç ay boyunca burada kaldıklarını ve her yerde fotoğraflar çektiklerini söyledi. | Open Subtitles | المدير ذكر أنه أرسل شخصين أو ثلاثة للإقامة في الفندق لمدة شهرين والتقاط الصور لكل شيء وفي كل مكان |
Bay Sawyer'ın misafirleri olan gastro turistler olarak gidiyoruz ve hepimiz aşçılıkla ilgili şeyler öğreniyor ve resimler çekiyoruz. | Open Subtitles | نحن نذهب عن المصالح السياحية الطهي السيد سوير، ونحن جميعا هنا والتعلم والتقاط الصور من الطهي. |
Sadece kalk yanına git ve onunla bir fotoğraf çekil. | Open Subtitles | الوقوف، والمشي إلى الوالي، والتقاط الصور معه. |
Takımına katkıda bulunmak sadece home-run yapmak ve harika yakalayışlar yapmak değildir. | Open Subtitles | المساهمة في فريقك قد لا تكون فقط بالجري والتقاط الكرات |
Bu sebeple bir film yapımcısı olarak, Dünyanın bir ucundan ötekine kadar gittim o mükemmel kareyi yakalayabilmek ve daha önce görülmemiş hayvan davranışlarının resmini çekmek için. | TED | لذا و كمخرجة افلام، فقد كنت أجوب الأرض من أقاصيها إلى أقاصيها في محاولة للحصول على اللقطة المثالية والتقاط سلوك حيواني لم تسبق رؤيته من قبل. |
Bazen, insansız hava aracını çim biçme tipi motifle uçururuz ve o alanın resimlerini çekeriz ve bu resimler o ormanın haritasını ortaya çıkarmak için proses edilebilir. | TED | في بعض الأحيان، ونحن نطير الطائرة في نمط من نوع تهذيب الحشائش والتقاط صور للمكان، ويمكن معالجة تلك الصور لإنتاج خريطة لتلك الغابة. |
Ama temel parçacıkları çalışma yöntemimiz, etkileşime girdikleri güçlerin yanı sıra onları geçici olarak yaratmayı, protonları hızlandırıcılarımızda çarpıştırmayı ve onlar ışık hızına yaklaşırken izlerini yakalamayı içeriyor. | TED | لكنّ الطريقة التي ندرس بها الجزيئات الأساسيّة، والقوى التي تتفاعلها كذلك، والتي تتضمّن انشائها في برهةٍ خاطفةـ وتصادم البروتونات في مسرّعاتنا والتقاط أثرٍ لها بينما تغادر بسرعةٍ قريبةٍ لسرعة الضوء |
15 saatten 30 saate kadar bir sürede, 1500'den fazla resim çekerek fotoğraflıyorum. Daha sonra gün ve gecenin en güzel anlarını seçiyorum. | TED | التصوير في أي مكانِ لمدة تترواح بين 15 إلى 30 ساعة والتقاط أكثر من 1،500 صورة، وأختارُ بعد ذلك أفضل اللحظات من النهار والليل. |
Önünde sonunda herkes bunu unutacak ve ben gerçekten iyi olduğum eski işime geri döneceğim, caddeleri süpürmek kar küremek ve çöp toplamak haricinde. | Open Subtitles | عاجلاً أم آجلاً، كُلّ شخص سَيَنْسي ذلك و سَاعُودُ لعَمَل ما اجيدة فعلا، بدلاً مِنْ أنْ كنسَ الشوارعَ وحِراثَة ثلجِ والتقاط القمامةً. |
İşte bu yüzden markete gitmeliyim ve Tatlı patetas hariç şükran günü yemeği için gerekli herşeyi almalıyım. | Open Subtitles | وهذا هو السبب لقد _ إلى الذهاب إلى مخزن والتقاط كل شيء لعشاء عيد الشكر ليست اليام. |
ve mendili de yerden kaldır. | Open Subtitles | والتقاط منديل. فقط لأنه يعيش في حفرة، |