Yüzyıldan az bir süre sonra, insanlar arabalar, telefonlar, radyo, televizyon ve bilgisayar hakkında da aynı şeyi söyledi. | TED | وبعد أقل من قرن، انتشرت أقاويل حول اختراع السيارات والهواتف المحمولة والراديو والتلفزيون والكمبيوتر. |
Rastladığınız kitaplarda, filmlerde ya da televizyon şovlarında bu formüle dikkat edin. | TED | إبحث عن صيغة الأبطال في الكتب والأفلام والتلفزيون التي تمر بك |
Bence televizyon ve radyolara haber vermemiz lazım. | Open Subtitles | ـ مازلت أعتقد أننا يجب أن نبلغ الراديو والتلفزيون ـ لا |
TV'de ya da radyoda konuşulanları dinlediysen... Ben, karar veremeyen Koç'um. | Open Subtitles | إن كنت تستمعين للاذاعة والتلفزيون فأنا المدرب العاجز عن اتخاذ قراره |
Gazeteler ve TV'de onun garip cinayet yöntemini hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكر القصص على الصحف والتلفزيون عن هذا القاتل الغريب ساذكرك |
Yüzlerini, şehirdeki her gazete ve televizyonda görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد تلك الوجوه على غلاف كل شاشة الصحف والتلفزيون في المدينة. |
Uyuşturucu, televizyon ve doğum kontrol hapları furyasında büyüdün. | Open Subtitles | أنتِ في السابعة عشر، وقد أتيت إلى هذا العالم خلال المخدرات والتلفزيون والحبوب |
televizyon çalışıyor. Sanırım şu anda General Hospital dizisi var. | Open Subtitles | والتلفزيون شغّال, هذا الوقت في اليوم أعتقد ان المستشفى العام ايضا شغال |
Bu üç bölümlü sirk, gazeteler ve televizyon ve medya ve geriye kalan hepsi ayarlanmış ve onu toplumun karşısına çıkarmak için düzenlenmiş. | Open Subtitles | أنه مجرد سيرك ذي عرض الحلقات الثلاثة، الصحف والتلفزيون ووسائل الإعلام وكل ما تبقى من هذا، أنها صممت وهدفت لإحضاره إلى الرأي العام. |
Çünkü Holywood ve televizyon yüzünden bir çoğumuza Afrika'dan nefret etmek öğretildi. | Open Subtitles | 'ونظرا لهوليوود والتلفزيون 'الكثير منا كان يدرس على الكراهية افريقيا'. |
Filmler, radyo ve televizyon yoluyla satarlar. | Open Subtitles | يبيعونها عبر الأفلام والإذاعة والتلفزيون. |
Tüm radyo ve televizyon yayınlarında kullanılan 'Kablosuz İletişim'in patenti, Tesla'ya aittir. | Open Subtitles | انه تيسلا صاحب براءات اختراع الاتصالات الاسلكيه التي تستخدم اليوم في بث الراديو والتلفزيون |
internet , lazer demeti, haberleşme uyduları, radyo, televizyon, mikro dalga ışıkları. | Open Subtitles | والأقمار الصناعية والإذاعة والتلفزيون والموجات الدقيقة |
Basın, televizyon, Hollywood filmleri,okullar, üniversiteler, dinler, hepsi özgürdür. | Open Subtitles | حرية الصحافة والتلفزيون و أفلام هوليوود ، المدارس والجامعات و الأديان ،،، |
Şey, biz daha çok şey üzerinde çalıştık, filmler, televizyon ve patlamış mısır. | Open Subtitles | كنّا نعمل على أشياء أخرى أيضاً، مثل الأفلام والتلفزيون والفشار. |
Gazeteler, televizyon bizi kontrol ediyor. | Open Subtitles | بوجود الصحف والتلفزيون الذي يسيطر ...على الجميع ، ويحدّقون به كالحمقى |
Dışarı çıkmak yok, televizyon yok. | Open Subtitles | سوف تحرمين من الحلوى والتلفزيون |
Tatlılar, gezmeler ve televizyon artık yasak. | Open Subtitles | سوف تحرمين من الحلوى والتلفزيون |
Ele geçirdikleri ilk şey halkın iletişim kaynakları, bilirsin, radyo, TV, gazeteler olur. | Open Subtitles | فأول شيء يقومون بالسيطرة عليه هي السبل التي يتواصل بها الناس مثل الراديو والتلفزيون والجرائد |
TV'ye çıktığı zaman, 12 kişi olmayacak. Ve bebek olmayacak. | Open Subtitles | في الوقت الذي يعلن فيها على الاذاعة والتلفزيون سوف لم يكن هناك 12 شخص ولا اي اطفال |
Eğer görevim değilse bile, açık sözlü bir uzman olarak radyo ve televizyonda neler olduğunu anlatmaya çalışmak arzusundayım. | Open Subtitles | هذه رغبتي لو لم تكن واجبي أنأتحدثمع موظفيكم... بصدق عما يحدث للإذاعة والتلفزيون |