Kampüste çalışan, soruşturmaya dahil olma sebebi ve imkanı olan birini arıyorduk. | Open Subtitles | كنا نبحث عن شخص كان جزءا من الحرم وكان لديه الفرصة والدافع |
Çocuklar, sınırsız enerjileri ve motivasyonlarıyla dünyanın ihtiyaç duyduğu değişim olabilir. | TED | لدى الأطفال طاقة لا حدود لها والدافع ليكونوا التغيير والذي يحتاج له العالم. |
Harekete geçebilmek için organize olmaya ve motive olmaya ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة فقط إلى التنظيم والدافع لنبدأ بالعمل. |
Enerji, odak, tutku, motivasyon, istek ve dürtü ile bağlantılı olarak, beynin en ilkel kısımlarında bulunurlar. | TED | إنهم يقعون في الأجزاء الأكثر بدائية في الدماغ،وترتبط بالطاقة، التركيز،الشهوة، الحافز الرغبة والدافع. |
Cinayet soruşturmasının üç ayağı vardır; araçlar, neden, uygun zaman. | Open Subtitles | التحقيق بجريمة قتل له ثلاث أساسات الوسائل، الدافع، الفرصة أنت لديك الوسائل والدافع |
Cinayet için tüm gerekenler niyet, neden ve fırsattır. | Open Subtitles | كل جريمة يتطلب هي وسيلة، والدافع والفرصة. |
ve tabi ki üçüncü neden, bir girişimci olarak bana en yakın olanı, zenginlik. | TED | والدافع الثالث للاكتشاف هو دافع قريب لقلبي كرجل أعمال .. هو دافع الثروة |
Bu konuma nasıl geldiğim ve bu işi neden yaptığım, bilimsel toplantılarda asla konuşmadığım bir şeydir. | TED | وهذا شيءٌ لا أتحدث عنه في اللقاءات العلمية وهذا ما دفعني إلى ما أنا عليه الآن والدافع الرئيسي لعملي. |
Sonra aynı sebeplerden kültür ve motivasyona bakıyoruz. | TED | وننظرُ بعد ذلك إلى العقلية والثقافة والدافع لنفس الأسباب. |
Buradaki her genç bayan iki tane akşam yemeği hazırladı ve en yüksek fiyatı veren sadece lezzetli ızgaraları değil onları beyaz elleriyle hazırlayan genç bayanlarla yemek yeme hakkını da kazanacak. | Open Subtitles | كل واحدة من هؤلاء السيدات الصغيرات هنا قد احضرن صندوقا طعام للعشاء والدافع لأعلى سعر لن يفوز فقط بأكل لذيذ |
Niyetiniz vardı, sebebiniz vardı, fırsatınız vardı ve dahası... | Open Subtitles | في رأيي، كان لديك وسائل، والدافع والفرصة، وما هو أكثر |
Zarif eşin ve annene böylesine çektirmen midemi bulandırıp, tuvalete gitme hissi uyandırıyor. | Open Subtitles | الطريق جعلهم يعانون زوجتك الرائعة وأمك يملأني بالحافز والدافع للتصفية |
Yaratıcı düşünce ile sürücü ve motivasyon alanlarını birleştirir. | Open Subtitles | المناطق الجمع بين الفكر الخلاق مع محرك الأقراص والدافع. |
Bu işten kim çıkar temin ediyor? Yapmak için kimin olanağı ve gerekçesi vardı? | Open Subtitles | من المستفيد من ذلك ، من كانت لديه الفرصة والدافع لعمل ذلك |
Yeteri kadar para ve doğru motivasyonla her şey başarılabilir. | Open Subtitles | المال الكافي والدافع المناسب يحقق أي شيء |
Sonunda, alet, amaç, bileziğinde barut izi ve kanıtsız... | Open Subtitles | وأخيرًا، مع وجود الموارد والدافع وبقايا البارود على سوارها وانعدام حجة الغياب |
Patrici sınıfının açgözlülüğü ve halkın vahşi dürtüleri beni kurtardı. | Open Subtitles | جشع الصنف الأرستوقراطي والدافع الوحشي للجماهير هما من أنقذاني. |
Cinayet sebebi gibi görünüyor. | Open Subtitles | والدافع وراء القتل. |
Evet. Karşı tutumları ve Cinayet sebebi var. | Open Subtitles | -أجل، فهو يملك السلوك العدواني والدافع |