Artık kendinize çekin düzen vermenin vakti geldi, yapacağınız ilk şey, kötü ebeveynler olduğunuzu kabul etmek olacak. | Open Subtitles | أنتما الأثنين يجب أن تُدركا ما يجري و الخطوة الأولى لذلك أن تعترفوا بأنّكم والدان سيئين |
Gelecek hafta sonu Lexi'nin ailesi dini bir yere gidecek ve ben de gitmeyi çok istiyorum. | Open Subtitles | والدان ليكسي سيقيمان مخيم العطلة القادمة وأنا أود الذهاب |
Sadece, yargılayıcı olmayan ve hiç yalan söylemediğin harika bir ailen var. | Open Subtitles | أنتِ فقط لدَيكِ والدان رائعان غير أنتقاديان الذين لم تَكذبي عليهم أبداً |
Benim ailem yok, sadece annem var, o da şeytanın ta kendisidir. | Open Subtitles | ليس لديّ والدان. لديّ أمٌّ فقط، و هي شرّيرة. |
Ertesi gün iki ebeveyn, bebeklerini kazalardan korumak için önlem alıyorlardı. | Open Subtitles | في اليوم التالي، قام والدان بتغطية مخارج الكهرباء لحماية إبنهما من الصعق |
Kötü olan hiçbir şey benim hatam değil. Dandik anne baba oldukları için suçlu onlar. | Open Subtitles | أنت لا تفهم، كل تصرف سيئ أفعله ليس غلطتي، بل غلطتهم لأنّهم والدان سيئان |
Ona harika ebeveynler olabileceğimizi göstermek istiyoruz. | Open Subtitles | ونـريد أن نـثبت لـها. أنـنا يمكننا أن نكـون والدان عظـيمان |
Sana bir araba almak ebeveynler arasinda alinan ortak bir karar olmaliydi. | Open Subtitles | شراء سيارة لك يجب أن يكون قرار والدان مشترك |
Ve kendilerini iyi ebeveynler olarak tanıtıyorlar özellikle baba. | Open Subtitles | و يسوقون لنفسهم أنهم والدان جيدان خاصة هو |
Okula gidene kadar çocukların bir ailesi olduğunu dahi bilmiyordum ve bunu çocuklar onlar hakkında konuşurken duymuştum. | Open Subtitles | تباً، لم اكن اعرف أن الأطفال لديهم والدان حتى حتى ذهبت إلى المدرسة وسمعت الأطفال يتحدثون عنهما |
Evet bir adres buldum. ailesi ziyaret edilecek. | Open Subtitles | أجل، لدي عنوان، ويوجد والدان للتحقق منهما |
ailesi araba kazasında ölmüşler. | Open Subtitles | @والدان يموتان في حادثه@ لقد ماتوا في حادثه سياره |
ailen yaşıyor,değil mi? | Open Subtitles | والداكِ لم يموتا فعلاً أليس كذلك؟ ليس لديكِ والدان بالتبني |
Daha üç hafta öncesine kadar... yaşadıklarını bile bilmediğin ailen için kariyerini... tehlikeye mi atacaksın? | Open Subtitles | لذا أتخاطرين بحياتك المهنية فداء والدان لم تكوني تعرفين أنهما أحياء حتى منذ ثلاثة أسابيع مضت؟ |
Ve ailem de seninkiler gibi, bana arka çıkıp destekleyen cinsten değildi. | Open Subtitles | ولم يكن لدي والدان مثل التي كانت, اوه, يمكنك ان تكوني اول رئيسه جميله, او ايا يكن, حسنا؟ |
Hayatımda olmayan beni bir nebze olsun umursamayan, ailem ve eğitim sistemiydi. | Open Subtitles | ما لم يكن لدي هو والدان او نظام تعليمي يكترث بي |
ebeveyn böcekler genelde yavrularıyla ilgilenmez, ama bu böcek farklı. | Open Subtitles | والدان الحشرات لا يرعون ذُريتهم في العادة، لكن هذه الحشرة مُختلفة. |
Harika birer anne baba olduklarını düşünürsün. | Open Subtitles | سيبدو لك انهم اشخاص صالحي يبدو عليهما كأنهما والدان رائعان |
Bulaşmak için bilerek anne babası olmayan çocukları seçmişler. | Open Subtitles | إنهم ينتقون الأطفال الذين ليس لديهم والدان |
Bu da demek oluyor ki kimliği belirsiz bebeğin ebeveynleri var. | Open Subtitles | مما يعنى ان الطفل المجهول لديه والدان |
Bütün o güzel ayakkabıları, harika sevişmeleri ve size ne yapmanız gerektiğini söyleyen ebeveynlerin olmaması gibi şeylere kanmayın. | Open Subtitles | و أنه لا يوجد والدان كي يمليان عليك ما تفعله |
Bizler iyi ebeveynleriz. Ne zaman acıksa ona yemek verdik. | Open Subtitles | نحن والدان جيدان أطعمناها عندما شعرت بالجوع |
Harika ebeveynlersiniz ama yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما والدان رائعان لكنّكما مخطئان |
Şişmanım, siyahım, dans edemiyorum... ve iki tane ibne babam var. | Open Subtitles | أنا سمين وأسود ولا أستطيع الرقص ولدي والدان مرحان |
Biz sevgili değiliz, yakın arkadaşız. Çocuklarımızın hem anneye, hem de babaya sahip olmasını istedik. | Open Subtitles | نحن لسنا أحباء , نحن فقط أصدقاء مقربين نريد لأبناءنا أن يكون لديهم والدان |