Mücadelemizin içki, fuhuş, kumar ve uyuşturucu ile bir işi olmaz. | Open Subtitles | حربنا مع الكحوليات والدعارة و المخدرات باءت الى لا شئ |
Belediye Başkanı Cryer şehrin kumar, fuhuş suçlarının yarısını elinde tutuyor. | Open Subtitles | وعبر الجريمة، نصف الشرطة يمارسون القمار والدعارة وأي شيء تسمينه |
Uyuşturucu satmak ve küçük çocuklara fuhuş yaptırmaktan sabıkası var. | Open Subtitles | لديه سـجل في ترويج المخدرات والدعارة للقاصرين |
Ölüm şunlar içindir; zina, fahişelik eşcinsellik, kutsal topraklara basmak Sebt gününe aykırı hareket etmek ve ebeveynlere hürmetsizlik. | Open Subtitles | عقوبة الموت لمرتكب الزنى والدعارة والشذوذ, وتدنيس الأراضى المقدسة وإهانة الوالدين |
Annesi fahişelik ve uyuşturucu kullanımından sabıkalı, bu yüzden çocuğunun temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. | Open Subtitles | والدته حبست لتعاطي المخدرات والدعارة لم تستطع تحمل أبسط أشكال الرعاية الصحية |
Kaçırılma veya fuhuşla ilgili bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم أي شيء بخصوص الإختطاف والدعارة. |
Pizza ve porno. | Open Subtitles | البيتزا والدعارة. |
Her ikisinin de uyuşturucu bulundurma ve fuhuştan sabıkası var. | Open Subtitles | كلا الطفلين لديهم سوابق في حيازة المخدرات والدعارة |
Dolandırıcılık, hırsızlık ve fahişelikten sabıkalı. | Open Subtitles | متهمة بالإحتيال والسرقة والدعارة |
Ya tecavüz haberi vardır, ya turist öldürülmüştür ya da fuhuş. | Open Subtitles | ملئية بحالات الاغتصاب وقتلالسياح.. والدعارة! |
Hırsızlık, uyuşturucu bulundurma ve fuhuş. Tanrım. | Open Subtitles | السرقة ، حيازة المخدرات والدعارة |
Ana işi, uyuşturucu, fuhuş. | Open Subtitles | أهم الأعمال , المخدرات والدعارة. |
Kumar ve fuhuş yüzünden telafisi daha da külfetli günahlara iyice batmadan şunları yatıştırayım en iyisi. | Open Subtitles | من الأفضل أن تجعلهم أكثر بروداً... قبل أن ينتقلوا من المقامرة والدعارة... إلى خطايا تكلّف مالاً أكثر أثناء إصلاحها. |
İçki içerek fuhuş yapmayı bırakıp yapmak için yola düştüğümüz şeyi yapma vaktidir artık. | Open Subtitles | -حان الوقت لوقف الشُرب والدعارة -وتفعل ما أرسلنا له |
İnsan ticareti ve fuhuş gibi kelimelerle eşanlamlı hâle gelecek nöroteknolojinin insafsızca suistimal edildiği ve doğrudan Rossum şirketine dayanan bir kelime bu. | Open Subtitles | كلمة سوف تكون معلومة بالمتاجرة بالبشر, والدعارة وانتهاكات غير مقبولة للتقنية العصبية يمكن تضمنها مباشرة لشركة (روسوم) |
Annesi fahişelik ve uyuşturucu kullanımından sabıkalı, bu yüzden çocuğunun temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. | Open Subtitles | والدته حبست لتعاطي المخدرات والدعارة لم تستطع تحمل أبسط أشكال الرعاية الصحية |
Uyuşturucu dağıtımı, fahişelik, kumar... | Open Subtitles | .. توزيع المخدارت , والدعارة , والقمار أفاتنى شيئا ما ؟ |
Bilindik şüpheler ona hiç uymuyor. Uyuşturucu, fahişelik... | Open Subtitles | المشتبه بهم المعتادين من الصعب رؤيتهم معها، المُخدّرات والدعارة. |
Tatildeyken turistlerin bu sahte çantalar hakkında bilmedikleri şey bu çantanın, ailesinden alınmış bir çocukla ilişkili olabileceği gerçeğidir. Araba tamircisi de aldığı sahte fren balataları ile uyuşturucu ve fuhuşla uğraşan bir suç çetesinin cebini doldurduğunu fark etmez. | TED | الذي لا يراه السائحون في الإجازات بهذه الحقائب المزيفة أنها ربما قد تم حياكتها من قبل طفلة قد تم إبعادها عن عائلتها، و الذي لا يدركه صاحب محل تصليح السيارات عن دواسات الفرامل المزيفة تلك هو أنها قد تقوم بتمويل عصابات الجريمة المنظمة المشاركة في المخدرات والدعارة. |
Bazı gazeteciler güzel yüzünüze kamerayı odaklayacak ve "Bayan Masters, kocanız fuhuşa teşvik ve fuhuşla suçlanıyor" diyecek. | Open Subtitles | إذن، سيقوم صحفي ما بتركيز كاميرته على وجهك الرائع "سيّدة ماسترز، زوجك مُتّهم... بالقوادة والدعارة". |
Pizza ve porno. | Open Subtitles | البيتزا والدعارة. |
Seni teslim etmezsem Bunchy'i haraç ve fuhuştan yargılatacak. | Open Subtitles | سوف تتهمة بالابتزاز والدعارة اذا لم اقم باعادتك |
- Hırsızlık ve fahişelikten. | Open Subtitles | السرقة والدعارة |