Ve parmaklarınız bittiğinde sıra Babanın barına gelir - ve daha sonra kim bilir neler olur. | Open Subtitles | وعندما تستنفذ الأرقام بار والدك من يعرف ماذا سيكون وقتها |
Babanın kızgın bir kalabalık tarafından oyulmasını önledim. | Open Subtitles | أنا فقط أنقذ والدك من يجري تجويف بها من قبل الغوغاء الغاضبين. |
Öyleyse Babanın cezaevinden nasıl çıktığı artık ilgini çekmiyor. | Open Subtitles | إذاً لم تعد مهتماً بمعرفة طريقة خروج والدك من السجن |
Babanın senin için nasıl öldüğünü, nasıl ruhunu sattığını bilmen çok acı veriyor olmalı. | Open Subtitles | معرفة كيفية موت والدك من أجلك كيفية بيعه لروحه أقصد ، أن هذا مؤلم |
babanız, kendi iyiliği için bir çok görevinden azledilmelidir. | Open Subtitles | يجب أن يعفى والدك من بعض الأعمال لمصلحته |
Babanın tekrar evlenmemesi için yapmayacağı şey yok. | Open Subtitles | سيفعل أي شئ ليمنع والدك من الزواج مرة أخرى |
Şarkı tamamlanmadan önce umarım bu şarkıyı Babanın yazdığını diğerlerine anlatmazsın. | Open Subtitles | قبل أكتمـال الأغنيــة أتمنـى أن لاتخـبر الأخرين بأن والدك من كتــب الأغنيـة |
Babanın güvenliği için bunun benden geldiğini bilmemesi en iyisi. | Open Subtitles | ولمصلحة والدك من الأفضل ألاّ يعلم أن الملف مني |
Babanın adını mezar taşından sildirtmek zorundasın. | Open Subtitles | و ستحتاج إلى إزالة إسم والدك من على شاهد القبر |
Gökevini Babanın yaptırmış olması umurumda bile değil... | Open Subtitles | وأنا لا أهتم إذا كان والدك من بنى القبة السماوية |
Sen doğana kadar, Babanın sertliği annene de geçti. | Open Subtitles | وبحلول وقت ولادتك أصبح تقشف والدك من شيّمها |
Eve gitmenin hiçbir yolu olmayan Babanın evinde. | Open Subtitles | في منزل والدك من غير اي طريقة للوصول للبيت |
Jenny Babanın bıraktığı ve Broch'ta bir yerde gizli küçük bir meblağdan bahsetmişti. | Open Subtitles | أخبرتني جيني بشأن المال الذي تركه والدك من أجلك دفنه بعيداً في زاويه من بروخ |
Bugün Babanın hiç düzenleyemediği kadar büyük bir gece düzenleyeceksin. | Open Subtitles | سوف تكون الليلة أعظم من أي ليلة عاشها والدك من قبل |
Sonra Babanın yaptığı gibi bu ülkeyi istediğin gibi yönetebilirsin. | Open Subtitles | ومن ثم تحكم هذه البلد كما تريد كما فعل والدك من قبلك |
Seni dinleyenler Babanın yaptıkları için beni suçlu tutacaklar. | Open Subtitles | جميعهم يسمعونك تتهمني بأشياء والدك من فعلها |
Ve sonra Babanın onu ilk kez aldığı yere döndü. | Open Subtitles | ثم عادت للمكان حيث حصل عليها والدك من الأساس |
Babanın yeniden evlenme fikrinin seni neden böyle sıktığını bulabiliriz. | Open Subtitles | ربما علينا اكتشاف لماذا فكرة زواج والدك من جديد تزعجك هكذا. |
dedi. Aşağı inmek mi, fotoğraf için Babanın omuzlarında kalmak mı istersin? (Kahkahalar) Ben, daha iyi bir kelime bulamıyorum, donakaldım. | TED | هل تريدين النزول أم تودين البقاء، على كتف والدك من أجل الصورة؟ (ضحك) وشعرت، بسبب عدم وجود كلمة أفضل، بأني متجمدة |
Dosyada yazdığına göre babanız 1979 yılında görevinden istifa etmiş. | Open Subtitles | طبقاً لملفاتنا، استقال والدك من مهمّته سنة 1979. |
Bu sanki, ben öyle düşünüyorum babanız Süperman gibi anlatılırdı. | Open Subtitles | و كان الأمر كما لو قيل لك أن والدك من المفترض أنه الرجل الخارق |