"Annen, Baban ve kardeşin ise Midilli'den ayrıldılar. " | Open Subtitles | والدك و ، والدتك و الطفل فقدوا في ميتلان |
Baban ve ben seni o kadar çok seviyoruz ki hiçbir şeye üzülmemelisin. | Open Subtitles | لديك كفايتك من الحب من والدك و مني ذلك سيكفيك تماما |
Ben de Baban ve şu kaltak garson arasında bir şeyler olduğunu hissetmiştim ve doğru çıkmıştı. | Open Subtitles | شعرت هذا أنا أيضاً مع والدك و هذه النادلة الرخيصة، و كنت على حق |
Kendi evinde, kendi annen ve Babanla olmayı? | Open Subtitles | كي تعود إلى منزلك .. كي تكون مع والدك و والدتك؟ |
Senin babanım ve kocanım. Hangisi işime gelirse. | Open Subtitles | أنا والدك و أنا زوجك, على حسب ما يناسبني |
Bu sabah babanın ve kız kardeşlerinin mezarlarını ziyaret ettik. | Open Subtitles | لقد أخذني اليوم إلى المقبرة لزيارة قبر والدك و أخواتك |
Baban ve diğer sevecen etkiler altında olmazsan belki dargınlıkları çözme şansımız olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | انا لدىَ فكرة فكرت انك لو تحررت من تأتير والدك و الآخرين ربما يكون لدينا الفرصة لتصليح ما تقطَع |
Şunu söylemeliyim ki, Baban ve amcanın yaptıkları gerçekten çok etkileyici. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك ما فعله والدك و عمك مذهل جداً |
Şunu söylemeliyim ki, Baban ve amcanın yaptıkları gerçekten çok etkileyici. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك ما فعله والدك و عمك مذهل جداً |
Bir keresinde Baban ve yeni eşiyle birlikte olabilmek için ülkenin bir ucuna gitmek istediğini, ama evlerinde sana ayıracak bir odaları olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني مرة أنك أردتي أن تنتقلي من المدينة لتكوني مع والدك و زوجته الجديدة و لكنهما, لم يكن لديهما غرفة لك في منزلها |
Bir keresinde Baban ve karısıyla birlikte yaşayabilmek için ülkenin ta öteki ucuna taşınmak istediğini ama onların sana ayıracağı bir oda olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني مرة بأنك أردتي أن تنتقلي للجهة الأخرى من البلد لتكوني مع والدك و زوجته الجديدة و لكن لم يكن لديهما مساحة لك |
Baban ve ben, seni desteklemeliydik, ama hiç desteklemedik. | Open Subtitles | , والدك و أنا دعمّناك لكننا لم نعطيك الدعم |
Baban ve erkek kardeşin, bir kez kralın emriyle güneye gitmişlerdi. | Open Subtitles | والدك و أخوك ذهبا للجنوب مرة و بطلب من الملك |
Babanla bu gece çocuklara bakacağız, değil mi? | Open Subtitles | والدك و أنا لازلنا سنجالس الأطفال الليلة, صحيح؟ |
Buraya Babanla gelirdik. | Open Subtitles | والدك و أنا اعتدنا القدوم هنا. فقد كانو يقيمون حفلات راقصة. |
Ama bu ayrıca senin Babanla olan durumunu ortaya koyuyor ki bu seni korkutuyor. | Open Subtitles | لكن الذي يجعلك أيضاً تواجه الحالة مع والدك و التي كانت مرعبة |
Diğerini sevmiyorsan, en azından senin babanım ve açıklama yapmanı istiyorum! | Open Subtitles | إذا كنت لا تفضلين أن أكون عشيقك فأنا والدك و من حقي محاسبتك |
Şimdi, ben senin babanım ve sana o lânet silahı indirmeni söylüyorum, şimdi! | Open Subtitles | انا والدك و أمرك الان ان تضع المسدس جانبا حالا |
Eğer şiddet devam ederse bu benim suçum değil, babanın ve müttefiklerinin suçu olacak. | Open Subtitles | إن استمر العنف لن يكون من جانبي بل من والدك و حلفائه |
Müdaheleyi sürmüş ve evdeki IP adresini tespit etmiş ve babanın olduğunu varsaymışlarsa küçük oğlunu değil. | Open Subtitles | أذا تتبعوا الهجوم الي هنا ومن ثم الي منزلك, كانوا سيفترضون أنه من فعل والدك, و ليس أبنه المراهق. |
Eve geldim babanı ve Chloe'yi dışarıda buldum. | Open Subtitles | أتيت للمنزل و وجدت والدك و كلوي في الخارج |
Ama bendeki bilgilere göre bugün Lockheed'deki protestoda, babana ve Başkan'a karşı kişisel saldırılarını gerçekleştirme niyetindeymişsin. | Open Subtitles | ولكن طبقاً لمعلوماتي فقد كنت على وشك بدء هجوم شخصي على والدك و الرئيس في سباق اليوم بلوكهيد |
babanızın yemek borusundaki hasardan ve gırtlağında tüpten kaynaklanan şişlikten ötürü... | Open Subtitles | حسناً, مع هذا الضرر لمرئ والدك و البلع نتيجة الأنابيب .طوالالوقت. |
Evet, ama senin baban değil. Bu senin için büyük bir adım. | Open Subtitles | نعم يا عزيزتي، لكنه ليس والدك و هذا تقدم كبير بالنسبة لكِ |