Bu da bir salgını Zaman ve mekan açısından takip ederek bir yardım koordine etmeyi inanılmaz zor kılıyor. | TED | وهذا الأمر يجعل من تعقب حالة وبائية عبر المدى والزمن وتنسيق استجابة عملية بالغة الصعوبة. |
Eğer durdurulmazsa dünyanıza bir kapı açacak ve Sleestak'lardan oluşan ordusuyla bütün Zaman ve uzaya dehşet saçacak. | Open Subtitles | إذا لم يوقفه أحد فإنه سيفتح بوابة زمن إلى عالمك ويقود جيشه السليتاكي ليهيج ثورة عبر الفضاء والزمن |
Sonsuz bir kütle ve enerjiden oluşmuş Zaman ve uzay girdabı daima var olacak mı? | Open Subtitles | كدوامة عارمه لا نهاية لها .. من الكتلة والطاقة . الفضاء , والزمن .. |
Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için, hayal kurmak, okumak, müzik, sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar | TED | لقد ضحوا بالراحة المادية مقابل المساحة والزمن لاكتشاف الإبداع الداخلي، للحلم، للقراءة، لتأليف الموسيقى، للفن وللكتابة. |
Uzay ve zaman seslendi, senin gelip O'nu dinlendirmen için sınavdan geçmeni ve Aziz Annemiz olmanızı istiyor. | Open Subtitles | لقد كانت تنادى عبر الفضاء والزمن لتأتى وتجعلها ترتاح لقد طلبت ان تكون كاهنتنا المعظمه |
Bu, uzay ve zaman boşluğunu birbirine bağlayan, kuramsal bir tünele verilen ad. | Open Subtitles | إنه نفق فرضي يربط المناطق البعيدة للفراغ والزمن |
Ne kadar yakın olabilirsen, nerede olduğunu ve zamanı düşün. | Open Subtitles | الآن، بقدر إستطاعتك، فكر في مكانك الحالي، والزمن الحالي. |
Kuantum mekaniği ile öngörülen, uzay ve zamanın belirsizlikle titreşen resmi, genel görecelikle açıklanan uzay ve zamanın düzgün, öngörülebilir ve geometrik modeli ile kesin bir çatışma durumundadır. | Open Subtitles | للفضاء والزمن التى تُوقِعت بواسطة ميكانيكا الكم فى تضارب مباشر مع النعومة, |
Zaman ve mekanda kuytu yerlerde ve çatlaklarda oluşurlar. | Open Subtitles | وهي تحدث في الزوايا والصدوع الموجودة في الفضاء والزمن |
Çay fincanı, Zaman ve düzensizlik kuralları hakkında mı konuşacağız? | Open Subtitles | هل نتحدث بشأن فناجين الشاي والزمن وقوانين الفوضى؟ |
Zaman ve mekanda minik tüneller ya da kestirmeler, bu kuantum dünyasında sürekli olarak oluşur, kaybolur ve yeniden şekillenir. | Open Subtitles | أنفاق دقيقه أو طرق مختصرة عبر الفضاء والزمن تتشكيل باستمرار، وتختفي "ثم تتشكل مجدداً فى "عالم الكم |
Uzay, Zaman ve yaşamın kendisi. | Open Subtitles | الفضاء والزمن وحتى الحياة نفسها |
Zaman ve mekan, dostum, Zaman ve mekan. | Open Subtitles | نعم, الوقت والزمن يا صديقي الوقت والزمن |
Bunu giymen gerekiyor zira senin uzay ve zaman katmanları içinden kelimenin tam anlamıyla süzülerek bankana gitmene olanak verecek. 8.mıntıka mıydı o? | Open Subtitles | يتعيّن أن تتقلّدها، لأنّها ستخوّلك عبور الفراغ والزمن إلى مصرفك خلال ثمانية ثوانٍ؟ |
Bunu giymen gerekiyor zira senin uzay ve zaman katmanları içinden kelimenin tam anlamıyla süzülerek bankana gitmene olanak verecek. 8.mıntıka mıydı o? | Open Subtitles | يتعيّن أن تتقلّدها، لأنّها ستخوّلك عبور الفراغ والزمن إلى مصرفك خلال ثمانية ثوانٍ؟ |
Sizce bu, sizin için cinayet soruşturmanızı yapmanıza uygun bir yer ve zaman mı? | Open Subtitles | هل تظنين أن هذا هو الوقت والزمن المناسبين من أجل أن تقومي بتحقيقاتك في جريمة قتل؟ |
İçeriği bir kenara koyup ölüm ve zaman saplantılarını klinik açıdan ele alalım. | Open Subtitles | ..بغض النظر عن المُحتوى ..الهوس بالموت والزمن والتعامل معهم بحيادية |
Ayrıca her bir fotoğraf konum ve zaman etiketine sahip, bu da size kanıt sağlar." | TED | إضافةََ أن جميع الصور محددة المكان والزمن. مقدمةََ لك الدليل." |
Uzay ve zamanı keşfetmeyi ne kadar sevdiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعرف كم احب ان اكتشف الفضاء والزمن يا رجل |
1916'da Einstein, yerçekiminin uzay ve zamanın bilinen dört boyutundaki eğimler ve dalgalanmalar olduğunu göstermişti. | Open Subtitles | لاشىء سوى إعوجاج وموجات فى الأبعاد الأربعة المألوفة للفضاء والزمن. |