Çocuklarla biribirimizi tanıyıp, kim olduğumuzu... neler yapabileceğimizi öğreneceğiz. | Open Subtitles | أتعرف أنا والشباب على بعضنا لنرى من يكون كل واحد منا و.. وماذا يمكن ان نصبح |
Nate ve Çocuklarla takılacağım. | Open Subtitles | لن نفعل شيئاً معاً سأتسكع مع نايت والشباب |
gençlik, tek başına bile azdırır kendini. | Open Subtitles | والشباب بنفسه يثور بالرغم انه لا احد يدفعه لهذا |
Sense" Yakışıklı ve genç olduğun için kız seninle yatmıştır." dersin. | Open Subtitles | أقول لكم، حسنا، نامت فقط معك السبب كنت حسن المظهر والشباب. |
Biz, gençliğin ve öğrencilerin temsilcileri olarak toplandık ve sizi; aşkın büyük şairi olarak şereflendirmek adına buradayız. | Open Subtitles | نحن نجتمع هنا باسم الطلاب والشباب لتكريمك كشاعر حب كبير |
ve çocuklar da oturmuş sıradan bir sohbet içerisindeler gibi yapacaklar. | Open Subtitles | والشباب سيكونون على الطاولة يتظاهرون بأنهم يتحدثون محادثة عــادية |
Suyu içer ya da içinde yıkanırsanız sağlığa ve gençliğe kavuşuyorsunuz. | TED | إذا شربتم من ماءه أو اغتسلتم فيه، فستحصلون على الصحة والشباب. |
Çocuklarla birlikte dersten sonra içki almaya gideceğiz. | Open Subtitles | انا والشباب سنذهب الى محل بيع المشروبات الكحولية بعد الحصة |
Çocuklarla bu hafta sonu bilim inzivasina çekilelim diyorduk da. | Open Subtitles | انا والشباب كنا نتحدث عن الحصول على خلوة علمية في عطلة هذا الاسبوع |
İşimizi bitirdikten sonra Çocuklarla benim yakalamamız gereken bir uçak var. | Open Subtitles | أنا والشباب لدينا طائرة نلحق بها بعد إنتهائنا |
Bence artık John'un, ben ve bizim Çocuklarla işten sonra dışarı çıkması çok da iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | لا أعتقد أنها فكرة جيدة خروج "جون" معي أنا والشباب بعد العمل بعد ذلك. |
- Lois Çocuklarla Tanrıyı bulmaya gidiyoruz. | Open Subtitles | لويس, أنا والشباب ذاهبون لإيجاد الرب |
Eğer yeni efendimize ve ustamıza hizmet edersek ikimize de ölümsüzlük, güzellik ve gençlik. | Open Subtitles | الخلود والجمال والشباب لكلتينا شريطة أن نخدم سيدنا ومولانا الجديد. |
Eğer halk hikayeleri ve mitoloji okursanız, her tür destanda, uzun hikayede koşmak her zaman özgürlük, canlılık, gençlik ve sonsuz zindelik ile ilişkilendirilir. Sadece bizim zamanımızda | TED | ان راجعت الفلوكلور .. او الميثولوجي . او اي قصص من الخرافات او الماضي السحيق فان الجري دوما ارتبط بالحرية والشباب والنضارة انه في عصرنا فحسب |
Pekala, geçen birkaç yüzyıldır biyolojik olarak hayran kalmaya programlanmış olduğumuz güzelliği; sağlık, gençlik ve uyumdan ziyade uzun, ince figürler olarak tanımladık ve feminizm ile beyaz ten. | TED | حسنا، في القرون القليلة الماضية حددنا الجمال ليس فقط بالصحة والشباب والتناسق الذي نحن مبرمجون بيولوجياً للإعجاب به، ولكن أيضا بالطول، والقامة النحيلة، والأنوثة والبشرة البيضاء. |
Ve bu, çocuk ve genç erişkin lösemisi için Ağustos 2017'de FDA'nın bunu onaylamasına yol açtı. | TED | ونتج عنه الحصول على المُصادقة من هيئة الطعام والدواء للأطفال والشباب المصابين بسرطان الدم في أغسطس 2017. |
ve iki yıl içinde Başbakan seçildi, yeni görevinde yoksul topluluklara kadınlara ve genç insanlara toplama konuşmalar gerçekleştirdi. | TED | في منصبه الجديد، ألقى خطاباته أمام الحشود من المجتمعات الفقيرة، والنساء، والشباب. |
Şu taze görünümlerine ve genç işi saçlarına bak. | Open Subtitles | انظروا الطازجة وجوههم سعيدة والشباب الشعر. |
Seni adaletin, masumiyetin ve gençliğin bozucusu. | Open Subtitles | مخرب العدالة والابرياء والشباب |
ve çocuklar, hepsi korktu ve bağırmaya falan başladılar ve... | Open Subtitles | والشباب كانوا خائفين وبداوا بالصراخ وكل شيء و... |
Fry ve Çocuklarla dışarıya çıktık. | Open Subtitles | لقد خرحت مع فراي والشباب |
gençliğe, inovasyona açık bir şekilde tapınarak tamamen kontrolden çıkmaya başladık. | TED | لقد أصبحنا خارجين عن السيطرة مع تعاظم وثنية الابتكار والشباب. |