Bence kendisi Afganistan ve Irak'taki uluslararası politik ilişkilerde en inanılmaz adamlardan biridir. | TED | واعتقد بأنه احد اروع الرجال بعلاقته بالسياسات الخارجية في افغانستان والعراق |
Bayanlar ve baylar, ben Vietnam, Afganistan ve Irak`ta bulundum... ..ve abartmadan söyleyebilirim ki burada olanlar hepsinde olanlardan milyon kez daha kötü. | Open Subtitles | ايها السادة لقد كنت في فيتنام ، افغانستان والعراق .. ويمكنني القول بدون مبالغة هذا بنحو مليون مرة أسوء منهم مع بعضهم سوياً |
...Vietnam'da ve Irak'ta kanımızı döktük. | Open Subtitles | منذو ذالك الحين ودمائنا تراق في كوريا وفيتنام والعراق |
İran, Irak değil ve Irak da İran değil. Bunu biliyorum. | Open Subtitles | إيران ليست العراق والعراق ليست إيران،أعرف هذا |
Hal böyleyken biz hala Washington'da Suriye ve Irak'ı ele geçirmiş terörist grubuna IŞİD mi DAEŞ mi yoksa İslam Devleti mi diyeceğimizi tartışıyoruz. | TED | وبعد، وفي واشنطن، نتناقش ونتجادل بما تعرف به المجموعة الإرهابية المسيطرة على سوريا والعراق داعش أو تنظيم الدولة الإسلامية. |
Geçen sene Şikago sokaklarında öldürülen insanların sayısı Afganistan ve Irak'ta ölen Amerikan askerlerinden fazla. | Open Subtitles | على طرقات شيكاغو خلال السنة الماضية أكثر مما قتل من الجنود الأمريكان في أفغانستان والعراق مجتمعة |
AfGanistan ve Irak GÜZEL YERLER DEĞİL Kİ. | Open Subtitles | أنتظر , أفغانستان والعراق ؟ أنها أماكن ليست جميلة. |
TSA'yı aradım son bir yılda Afganistan, Pakistan ve Irak'a gitmiş. | Open Subtitles | إتصلت على إدارة النقل وقالوا انه في السنه الماضيه سافرت لأفغانستان وباكستان والعراق |
Fakat Afganistan ve Irak savaşları başladı. | Open Subtitles | لكن تبعت ذلك الحرب على أفغانستان والعراق. |
Kuzey Kore, İran ve Irak'a biyolojik silah sattığı için Interpol tarafından aranıyor. | Open Subtitles | مطلوب للانتربول لسرقته تقنية اسلحة بيولوجية الى كوريا الشمالية وايران والعراق |
Bu oyun kumandalarının başına oturup Afganistan ve Irak'ın üstünde dron uçuruyorlar. | Open Subtitles | وهم يجلسون اما مايشبه شاشات العاب الفيديو ويرسلون طائرات بدون طيار الى افغانستان والعراق |
pek çok farklı ülkede bir milyona yakın mülteci ve göçmen Avrupaya geldi. Suriye ve Irak'ın yanında Afganistan Bangladeş, Eritre ve diğer yerlerden gelenler oldu. | TED | خلال 2015، وصل إلى أوروبا قرابة المليون لاجئ ومهاجر من عدة دول، بالطبع من سوريا والعراق ومن أفغانستان أيضا وبنجلاديش وأريتريا وأماكن أخرى. |
Ki petrolden gelir elde edebilisin. Petrolü Türkiye, Suriye, diğer ülkeler ve Irak'ın kendisi üzerinden ihraç etmek zorunda. | TED | إذا كانت تريد أن تربح من البترول في أراضيها لابد لها من تصديره إلي تركيا أو سوريا , ودول أخري , والعراق نفسها . |
Bu Philippe Sauvage. Afganistan ve Irak'ta birlikte hizmet ettik. | Open Subtitles | هذا "فيليب ساوفاج" خدمنا معاً في افغانستان والعراق |
1982'den. Iran ve Irak'ta savaştayken, | Open Subtitles | ايران والعراق في حالة حرب مع بعضها البعض ، |
Ama CIA Rusya, Fransa, Kuzey Kore ve Irak gibi yerlerde gizlice bulundurulduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لكن وكالة الإستخبارات المركزية تظن أن هناكَ مخازن مخباة "في "روسيا وفرنسا وكوريا الشمالية والعراق |
63 kişiyi öldüren Topçu Çavuşu Connor Rutnam Afganistan ve Irak'ın en yetenekli ve etkili nişancılarından biriydi. | Open Subtitles | لقد كانَ رقيبُ المدفعيةِ جونر روتنام ذو الـ63 مهارةٍ المثبتة واحداً من أكثر قناصينَ البحريةِ مهارةً وتأثيراً في أفغانستان والعراق |