Ama bugün bu engelleri ortadan kaldıran çok ve çok daha fazla teknoloji, yazılım ve süreçler var. | TED | ولكن هناك المزيد من التقنيات والبرمجيات والعمليات اليوم التي تكسر تلك الحواجز اليوم |
Diğer süreçleri ve problemleri ele alırken farkına vardığımız bir şey vardı, o da herşeyin tedavi edilmesinin gerekli olmadığı idi. | TED | ولكن قد أدركنا أيضا في علاج المشاكل والعمليات الأخرى أنه في بعض الأحيان لا تحتاج لعلاج كل شيء. |
Doğaya bilimin çekici gözlükleriyle derinlemesine bakıldığında tasarımcılar, tasarım metodolojisinin çok temel esaslarını şekillendiren kurallar, işlemler ve malzemeler, | TED | بالنظر عميقًا في الطبيعة من خلال منظور العلوم يستخرج المصممون المبادئ والعمليات والمواد التي تُشكل القاعدة الأساسية لمنهجية التصميم |
Lazerler dişçilikte, diyabetlilerin yaralarının iyileştirilmesinde ve ameliyatlarda kullanılabiliyorsa eğer, düşünülebilecek diğer her şey için de kullanılabilirdi. Bunlara hücrelerin içine ilaç taşımak da dahil. | TED | فإذا كان الليزر يستخدم في طب الأسنان وعلاج إصابات مرضى السكر والعمليات الجراحية فيمكن استخدامه في أي شيء تتخيله وهذا يشمل إيصال العلاج إلى الخلايا. |
Bunlar da satış ve operasyon müdürleri altında çalışan insanlar. | TED | وهنا المستخدمون الذين يقدمون التقارير لمدراء المبيعات والعمليات. |
Hiç şansı yok. Psikokinezi zihnin fiziksel olaylar ve süreçler üzerindeki doğa üstü etkisidir. | TED | إنها لا تريد أن تخاطر التحريك الذهني هو التأثير غير الطبيعي للعقل على الأحداث والعمليات المادية |
Yani bu sinyal, metabolizmanızın bir parmak izini temsil ediyor, mikrobiyomunuzun ve vücudunuzda meydana gelen biyokimyasal işlemlerin. | TED | تعتبر هذه الشارة كبصمة للتمثيل الغذائي الميكروبيوم الخاص بك والعمليات الكيميائية التي تحدث بجسدك |
Pilotlar, gizli operasyoncular, siviller ve askerler. | Open Subtitles | الطيارين والعمليات الخاصة و المدنيين والعسكريين |
İntikam ve intihar saldırıları İslam'da yeri olmayan eylemlerdir. | Open Subtitles | لنخرج بشىء إيجابى الإنتقام والعمليات الإنتحارية وأشياء من هذا القبيل ليس لها مكان فى ديننا |
Sohbet etmeye başladık. Önce taktikler ve görevler hakkında. | Open Subtitles | لقد بدأنا بالتكلم , في الاول بشأن التكتيكات والعمليات وأشياء مثل هذا |
bu bilim dalı düşünce, zeka ve duygulardan oluşuyor. | Open Subtitles | العلم الذي يتناول الذهن والعمليات الذهنية والعاطفية |
Atlantis'in Wraith'lerle anlaşma yaptığı ve onlarla askeri operasyonlar düzenlediğine dair haberler aldık. | Open Subtitles | التآمر؟ لدينا تقارير تفيد بأن أتلانتيس تتفاوض مع الأشباح والعمليات العسكرية التي تشتركون فيها |
-Yardım edebilir miyim? Bu banka hesabını dondurmak bütün çek ve kredileri iptal etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد تجميد هذا الحساب البنكي، وإلغاء الشيكات والعمليات المصرفية |
Giydiği elbiselerin yapılan masajın ve bir gün ihtiyacı olacak estetiklerin parasını ben ödüyorum. | Open Subtitles | أنا أدفع ثمن الملابس التي يرتديها ذلك الجسد ، التدليك الذي يتلقّاه والعمليات التجميلية التي سيحتاجها ذات يوم |
Bunların dil ve beynin sol yarımküresine bağlı olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | و لقد عرفنا أنه مرتبط بالنطق والعمليات التي تحدث في نصف المخ الأيسر |
Bu sorumlu, insanoğlunu gözeten en etkili ve en sürdürülebilir yol olan ve bütün dünyanın kaynak yönetimi ve sürecini kapsayan sistem yaklaşımı şöyle isimlendirilebilir: | Open Subtitles | هذ النهج النظامي المسؤول للتعامل مع إدارة موارد الأرض والعمليات التي صممت ،أكرر، لا لشئ إلا |
Bilim ve Operasyonlar arasında rekabet seziyorum. | Open Subtitles | يبدو أن هناك منافسة بين قسميّ العلوم والعمليات |
Kurşun yaralarının yerleri ve hayatını kurtarmak için gereken ameliyatlar nedeniyle doktorların başka şansı yoktu. | Open Subtitles | بسبب مكان الجروح الناجمه عن الرصاصه، والعمليات الجراحيه اللازمه لانقاذ حياتكِ، لم يكن بيد الأطباء أي حيلة. |
Oradaki üs terör karşıtı çalışmalar ve gizli operasyonlar için bir merkez olacak. | Open Subtitles | إنّها منطقة تحضير لنشاط مكافحة الإرهاب والعمليات السرية. |
Barnes bir borunun yukarıdan aşağı doğru savrulmasıyla kafatasının sol tarafına ve L1-L5 arası spinöz çıkıntısına darbe almış. | Open Subtitles | بارنز حقت قوة غاشمة صدمة لصاحب الجدارية اليسرى والعمليات الشائكة من L1 من خلال L5 من شخص يتأرجح الأنابيب |