Bunu başarmak için, yerel tarım giderek hurma ağacı ve üzüm üzerinde odaklanıyor. | TED | من أجل إنجاز ذلك، تعمل الزراعة المحلية على زيادة تركيزها على أشجار النخيل والعنب. |
Balık ve üzüm, başka yemek yok. Ben hizmetçi ya da aşçı değilim. | Open Subtitles | السمك والعنب , هذا هو كل ما لديك انا لست خادمة و لست طباخة |
Ne yapacağımı söyledim ve orada ne kadar çok portakal ve üzüm olduğu beni hiç ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | أخبرتك بما سأفعله ولاأباليالبتة... بوجود البرتقال والعنب |
Jöle rahim, Üzümler de küçük bebek kalpleri. | Open Subtitles | الجيلي بديل للرحم، والعنب بديل لقلوب الأطفال الصغيرة |
Jöle rahim, Üzümler de küçük bebek kalpleri. | Open Subtitles | الجيلي بديل للرحم، والعنب بديل لقلوب الأطفال الصغيرة |
Ne yapacağımı söyledim ve orada ne kadar çok portakal ve üzüm olduğu beni hiç ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | أخبرتك بما سأفعله ولاأباليالبتة... بوجود البرتقال والعنب |
Akşam yemeği için de tost ve üzüm. | Open Subtitles | فقط بعض العيش والعنب للعشاء |
Sonra mantar ve üzüm de bulduk! | Open Subtitles | ووجدنا بعض الفطر والعنب! |
SARAP ve üzüm ÜLKESİ | Open Subtitles | (,ارض الخمر والعنب) |
Üzümler Moolly nin dokuzuncu. en sevdiği meyvedir, | Open Subtitles | والعنب هو أفضل تاسع فاكهة عند مولي |
"Köpek ve Kurt," "Tilki ve Üzümler." | Open Subtitles | "الكلب والذئب" "الثعلب والعنب" |
#Kestaneler, mantarlar, Üzümler# | Open Subtitles | الفطر، والكستناء، والعنب... |