Ve adımızı da "Tuz ve biber" koyarız. Biliyor musun, ikimiz de patates kızartmasını üstüne tuz ve biber koyuyoruz? | Open Subtitles | تعرف لأن كلينا يحب الملح والفلفل على البطاطا المقلية |
Evet, ama fırınlanmış tuz ve biber aromalısını sadece pastaneden alabiliyorsun. | Open Subtitles | . أجل ولكن اللحم ذو نكهة الملح والفلفل المشوي يُمكن شراءه فقط من متجر الحلويات الخام |
- Bu da sizin biberli kaya balıklı ev yapımı ravioliniz efendim. | Open Subtitles | بالنسبة لك، يا سيدي، هو رافيولي محلية الصنع مع سمكة الصخر والفلفل. |
...chipotle soslu Muz ve Meksika biberli. | Open Subtitles | مع صلصة الشوبتل مع مخلل الفلفل,والفلفل الحار |
Tavada da tuzu ve biberi ekliyorum... Çavv! | Open Subtitles | ثم يضاف إليه الملح والفلفل على الشوّاية , ثُم عليك بأكلها |
Hala o tuzluk ve biberlik seti yanında, değil mi? | Open Subtitles | لا زالت علب الملح والفلفل معك, أليس كذلك؟ |
Bu Virgin Atlantic üst sınıftan. Bu, tuz ve karabiber seti. | TED | هذا من الدرجة العليا لخطوط فيرجن أتلانيك. إنها مجموعة لأباريق الملح والفلفل الزجاجية. |
Evet, imce çizgiler inanılmaz. Tuz ve biber katılmış gibi. Gerçekten harika. | Open Subtitles | أجل، خطوط شعرك مذهلة، ولدى شعرك شعور الملح والفلفل ذاك، إنه رائع حقًا |
Sarımsak ve biber soslu yeşil fasulye. | Open Subtitles | فاصوليا خضراء في صلصة الثوم والفلفل الحار |
Tuz ve biber de ister misin? Belki biraz da sarımsak. | Open Subtitles | أتريد بعض الملح والفلفل مع هذا، بعض الثوم ربّما؟ |
Onu yakalarız ve biraz tuz ve biber bulup avcarlarsak ve yavaşça ateşe pişirirsek cennet tadında olur! | Open Subtitles | لو أمسكنا اولئك الإثنين سنرشهم بالملح والفلفل ونشويهم على النار ونأكلهم بحق السماء |
Suyumuzda da kimyon ve biber var. | Open Subtitles | نحن نشرب الماء مع الكمون والفلفل |
...chipotle soslu Muz ve Meksika biberli. | Open Subtitles | مع صلصة الشوبتل مع مخلل الفلفل,والفلفل الحار |
Ben sadece romantik kocama romantik bir sosisli ve biberli bir sandviç vermek istedim. | Open Subtitles | اردت فقط ان اجلب لزوجي الرومانسي السجق والفلفل لتناول الغداء |
Ançuvezli, mantarlı, sarımsaklı ve yeşil biberli de sizin olmalı. | Open Subtitles | - أنا - إذن هي التي تحتوي على الأنشوفة، السجق، الفطر والفلفل |
Sucuklu, soğanlı, biberli güzel olur... | Open Subtitles | قطعة كبيرة من النقانق والبصل، والفلفل |
Ve tüm baharatları saymayı bitirdim, ve sonunda, en azından tuzlayıp, kara biber koyduğunu düşünerek tuz ve biberi de saydım. | TED | وانا كنت كمن يعوم في التوابل وفي النهاية قلت نعم هناك ملح وفلفل لقد اضاف الملح والفلفل فقط للكبد ! |
Bill, tuzu ve biberi alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | (بيل)، هلا ناولتني الملح والفلفل من فضلك؟ |
Bill, tuzu ve biberi alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | (بيل)، عزيزي، هل ناولتني الملح والفلفل من فضلك؟ شكراً لك. |
Başlangıçta, belki ananas, fasulye ve mısır. İkinci aşamada, Muz ve papaya olacaktır. Daha sonra çikolata ve kırmızı biberler olacaktır. | TED | في البداية، ربما يكون أناناس وفاصوليا و ذرة. وفي المرحلة الثانية، سيكون هناك موز و باباي. وفيما بعد، سيكون هناك الشوكولاتة والفلفل. |
Bak, tuzluk ve biberlik setleri. | Open Subtitles | انظري, علب للملح والفلفل |
Peynirlerin arasına tuzla ve karabiber dök. | Open Subtitles | المِلح والفلفل بيَن الجُبن. |