Şimdi bu durum onlar için hoş değil ama " işte ölçtüğümüz şeyler bunlar " diyebilecek özgüvene ve cesarete sahipler. | TED | الان تلك لم تكن وضعية سعيدة بالنسبة لهم لكن كان لديهم الثقة والشجاعة للقدوم نحوي والقول هذه هي تقديراتنا |
Bu çocuğun yüzüne bakabilir, ve diyebilirdiniz ki, " Peşinden git, çocuğum, | TED | كان بإمكانكم النظر إلى وجه\ها والقول عليك به يا بني |
Bugün ihtiyacımız olan tek şey, bu sorunla yüzleşip bu gerçek ve bu biziz deme cesareti. | TED | وأهم شيء نحن بحاجة له اليوم هو الشجاعة لننظر إلى هذه المشكلة في الوجه والقول: هذا حقيقي وهذا هو كل واحد منا |
Çünkü bu, bize gönderilen fikirlerin hepsini almayı ve hangilerini gerçekleştireceğimizi belirlememizi sağladı. | TED | لأنه سمح لنا فعلاً بأخذ كل هذه الأفكار التي ألقي بها إلينا والقول أي واحدة هي التي سنقوم بتنفيذها. |
ve bu değişikliklerin ölümden sonra da devam edeceğini söylemek hakiki bir iddia elbette gerçek olabilir, ama olmayabilir de | TED | والقول ان هذه التغيرات سوف تستمر الى ما بعد الموت فهذا بحد ذاته ادعاء يمكن ان يكون صحيحا و يمكن ان يكون خاطئاً |
Modesto'dan gelen ve beleş yemek için pilot izlemekten başka yapacak daha iyi bir işleri olmayan 40 tane aptal onu sevmediğini iddia ettiği için mi? | Open Subtitles | أربعون مغفل من الأرياف ليس لديهم أحسن ليفعلونه سوى مشاهدة حلقة للأكل بالمجان والقول أنهم لا يحبونه؟ |
Sonraki gün, onu köşeye sıkıştırmış ve eğer bir daha bana dokunursa o ipi ona yedireceğini söylemiştin. | Open Subtitles | ثم في اليوم التالي في الملعب قمت بمحاصرتها والقول لها أنها إذا مستني مرة أخرى فإنها ستأكل ذلك الحبل |
Biraz ara verip, şunu söylemek istemiştim bence böyle zamanlarda aileleri ve dostları görmek ve aileleri ve dostları duyabilmek çok güzel. | Open Subtitles | تَعْرفُين، أردتُ التوقف والقول بأنني أعتقد في بعض الأوقات كهذه إنهلأمررائعرُؤية العائلة والأصدقاء |
Ağlamaya başladı, karısının terk ettiğini ve bunu hak ettiğini söylüyordu. | Open Subtitles | بدأ بالبكاء والقول أن زوجته تركته , هجرته |
Beni öldürüp bir hayvan inine cesedimi atar ve hiç görmediğinizi söyleyebilirdiniz. | Open Subtitles | يمكنك قتلي ووضع جسدي في جحر أي حيوان والقول أنك لم ترني أبدًا |
Sally' nin hikayesini reddedeceksiniz, sen ve Olivia bunun saçma sapan bir söylenti olduğunu söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | سوف أقوم بإنكار قصة سالي والقول بأنك أنت و أوليفيا لم تكونوا سوى شائعات تافهة |
Davetini kabul edecek ve gezinin iptal olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | هل تقبل دعوته والقول بأن رحلتك تم إلغاؤه. |
Bana kalırsa ateizm 2.0 hem dinleri karıştırıp " Burada kullanabileceğimiz ne var? " demenin saygılı ve kafirce bir yolu. | TED | وبالنسبة لي ,إلحاد 2.0 هو عبارة عن ,كما اسلفت طريقة محترمة وعاقة للبحث في الاديان والقول ," مالذي يمكننا ان نستخدمه؟" |
Ancak bunu yapmak için ilk adım bu sinyallerin üzerini kapamayı bırakmak, bunların bir zayıflık, çılgınlık ve sadece biyolojik olduğu söylemeyi kesmek, bu çok az sayıda insan için geçerli. | TED | ولكن لنفعل ذلك، فإن خطوة البداية هي أن نتوقف عن الاستهانة بتلك الإشارات والقول أنها علامة على الضعف أو الجنون أو أن سببها بيولوجي بحت، باستثناء عدد قليل من الحالات. |
Tüm arkadaşlarım ve akrabalarımın önüne dikilerek... | Open Subtitles | الوقوف أمام كل أصدقائنا وأقاربنا والقول |
ve " hayır kaynak kodlarına asla bakamazsın " falan diyorlardı. | Open Subtitles | والقول "لا يمكنك مطلقا النظر الى نص البرنامج" |