Fiyatları saklamak için harcanan zaman, enerji ve para sistemden çıkarılırsa nasıl olur? | TED | ماذا لو أن كل الوقت والمجهود والمال الذي ننفقه في إخفاء الأسعار تم استئصاله من النظام؟ |
Bu çabalara ve arzuya saygı duymalıyız. | Open Subtitles | يستحق هذا النوع من الإلتزام والمجهود الأحترام |
Hiç kimse, bir alıcı olmadan biyolojik ...silahın riskine ve masrafına girmez. | Open Subtitles | لا أحد يخاطر بالمال والمجهود لسلاح كميائي بدون شاري |
Aslında General tüm bu zaman, para ve enerji, seçilmiş kişi ortaya çıkarsa daha iyi bir şekilde kullanılabilir. | Open Subtitles | في الحقيقة أيها الجنرال كل هذا الوقت والمال والمجهود ربما يُفضل بذلهم في أمر أفضل لو كشف المختار عن نفسه |
O parayı kazanmak için ne kadar çok ve sıkı çalıştım biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين الوقت والمجهود في العمل اللذان كلفاني هذا؟ |
Ama gereksiz zaman ve enerji harcıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تضيعين الكثير من الوقت والمجهود |
Onun için harcadığınız o kadar zaman ve enerjiden sonra onu başka bir çocuğa vermek büyük haksızlık olurdu. | Open Subtitles | بعد كل الوقت والمجهود الذان منحتهما ...فمن غير العدل إعطاءها إلى طفل آخر... |
Birazcık temizlik, biraz alın teri... birkaç metre ambalaj kağıdı, ve herşey eskisi gibi yeni olacak. | Open Subtitles | بعض الجهد والمجهود والأغلفة البلاستيكية... العديد من الياردات المغلفة وكل شيء سيعود جديد |
Beni aldatmadığına inandırmak için harcadığın tüm bu zaman ve enerji... | Open Subtitles | كلّ هذا الوقت والمجهود بذلتَهما لتقنعني بأنّكَ لم تكن تخونني... |
Everett, benimle iş birliği yapmak istiyorsan kıskançlık, hırs ve çabanın onda biri kadar bile işine yaramaz. | Open Subtitles | " إذا كُنت تود التعاون مني يا " إيفيريت فالغيرة لن تخدمك الطموح والمجهود فقط |
- Germaine benim hakkımda tek bir şey bilmiyor. Burada senin yanında olmak için çok fazla zaman ve enerji harcadım... | Open Subtitles | أهدرت الكثير من الوقت والمجهود محاولا الوصول إلى هنا للجلوس بجوارك... |
Bir MIT öğrencisi laboratuvarda veya ev ödevleri için yoğun şekilde çalışırken sadece duygusal stres yoktur, ayrıca bilişsel yük de bulunur ve bilişsel yük, bilişsel efor, zihinsel bağlılık, bir şeyler öğrenmeye dair duyulan heyecan -- bunlar da sinyali yükselten şeylerdir. | TED | عندما يعمل طالب بمعهد ماساتشوستس بجدية في المختبر أو على واجباته، لا يقتصر الأمر على الجهد العاطفي فقط، ولكن يكون هناك حمل إدراكي، واتضح أن الحمل الإدراكي، والمجهود الإدراكي، والمشاركة الذهنية، والإثارة بشأن تعلم شيء ما، هذه الأشياء أيضًا تزيد قوة الإشارة. |
Bir insanın kulak ikizini bulması için harcayacağı zaman ve emeğin farkında mısın? | Open Subtitles | أيمكنكِ تخيُّل الوقت والمجهود الذي سيبذله المرء لإيجاد آذان متطابقة له؟ -بإفتراض وجودهم أصلًا . |
Kızın üzerine çok fazla zaman ve efor harcıyorsun. | Open Subtitles | -أنت تضع الكثير من الوقت والمجهود عليها |
Kimin doğru olduğu konusunda bir iddiam olmayacak, ama insanların içgüdüleriyle ilgili tecrübeye dayalı bir iddiam olacak, o da şu, eğer Jackson Pollock'un çalışmalarını seviyorsanız, siz bu çalışmaları yaratmanın zor olduğuna, bir yığın zaman ve enerji ve yaratıcı enerji gerektirdiğine, onun çalışmalarını sevmeyen insanlara oranla daha fazla inanma eğiliminde olacaksınızdır. | TED | ولكن أريد ان اوضح نقطة عن من هو الصائب هنا اريد ان اوضح بحجة تجريبية عن حدس البشر في الحقيقية ان من يحب عمل "جاكسون بولوك" فانه يميل للاعتقاد اكثر من اولئك اللذين لا يحبون عمل "جاكسون بولوك" بأن عمله هو أمرٌ صعب ويحتاج الكثير من الوقت والمجهود والقدرة الابداعية |