Burada en büyük alan 12 ve en küçük alan 4, 8 puan elde etmemizi sağlıyor. | TED | المساحة الأكبر هو 12 والمساحة الأصغر هي 4، وبذلك نحصل على النتيجة 8. |
Ritim ve alan keşfetmek için bu benim yeni yolum. | TED | لذا سـ انتهي في خطتي القادمة لاكتشاف الايقاع والمساحة |
Günümüzde, tecrübelediğimiz ırka dayalı sorunların zaman ve boşluk arasındaki çarpışmalar olduğunu söyleyebilirdim. | TED | في الحاضر، سأميل إلى القول بأن الصراعات العنصرية التي نمر بها هي صراعات على الوقت والمساحة. |
Çünkü kızgınlık yalnızca sizin duygusal bir zaman ve boşlukta tepki vermenizden ibaret olmuyor. | TED | لأن الغضب لا يجدول فقط رد الفعل في الأوقات العاطفية والمساحة الخاصة بكم. |
Bunun duygusal olarak bendeki etkisi ve şu anki aklî durumum onun sağ salim dönmesi için en iyisini düşünecek kişinin ben olmadığımı gösteriyor. | Open Subtitles | المكان العاطفي بي قد أُخذ والمساحة العقلية الموجودة الآن تقنعني أنني لست بعد الآن |
İşimiz medyada yer ve süre almak, şimdilerde bu televizyon demek. | Open Subtitles | عملنا هو عن شراء الوقت والمساحة وحالياً هذا يعني التلفاز |
Eski ofisinde raflar ve boş yerler-- | Open Subtitles | في مكتبك القديم، هناك تلك الزوائد والمساحة الإضافية |
Peki, bunca enerji ve boşluk nereden geldi? | Open Subtitles | إذاً من أين أتت كل هذه الطاقة والمساحة ؟ |
Peki, bu kadar enerji ve boşluk nereden geldi? | Open Subtitles | إذاً من أين أتت كل هذه الطاقة والمساحة ؟ |
Nefes verirken bunu kalp atışlarınızdaki boşluk ve, bir duraklama olarak düşüneceksiniz. | Open Subtitles | عندما كنت الزفير، تعتبر وقفة، والمساحة بين دقات القلب. |
Nefes verirken bunu kalp atışlarınızdaki boşluk ve, bir duraklama olarak düşüneceksiniz. | Open Subtitles | عندما كنت الزفير، تعتبر وقفة، والمساحة بين دقات القلب. |
Bilirsin, gerçekten doğru olan diğerini anlamak ve affedilmeyi içtenlikle istemek. | Open Subtitles | تعلمان, فهمٌ حقيقيٌ وواقعي متبادلٌ بينكما والإستعداد للستامح والمساحة |
Ama ailesine sağladığı koruma onlara güvenlik, büyümek ve öğrenmek için ihtiyaç duydukları alanı sağlıyor. | Open Subtitles | لكن تُعطي حمايته للعائلة الأمان والمساحة التي يحتاجونها للنموّ والتعلّم |
Başına gelen onca şeyden sonra, onun mahremiyete, ne yapacağını düşüneceği yere, ailesi ve arkadaşları tarafından sevgiye ve desteğe ihtiyacı var. | Open Subtitles | بعد ما مرت به، إنها بحاجة للخصوصية والمساحة لإكتشاف ما ستفعله لاحقاً، و تحتاج حب و دعم اصدقائها وعائلتها |
Galeriyi ve serginiz için olan alanı göstereyim size. | Open Subtitles | دعني أريك صالة العرض والمساحة المخصصة من أجل المعرض. |
Ama bir boşluktan ibarettim hayatı, alanı ve havayı boşa harcayan. | Open Subtitles | لكنني كُنت مُجرد فراغ إضاعة في الحياة والمساحة والهواء |
Çünkü o insanlar hâlâ burada saplanmış durumdalar ve bu yere buranın yakıt, yer ve sınıf çatışması gibi sınırlamalarına hâlâ bağlılar. | Open Subtitles | لأنه يبقى عالقاً هنا مقيدين بهذا المكان وحدوده المتمثلة بالوقود والمساحة والصراع الطبقي |
Umarım çakallar ve satıcılar kapınızı aşındırmaya başlamadan önce yeni evinize yerleşmeniz için gerekli zamanı size verirler. | Open Subtitles | أنت آمل فحسب أن يمنحك الخدم ومُروجي الحفل الوقت والمساحة اللذان تحتاج إليهما للإستعداد |
Bunun için kaynaklar ve mekân aşırı büyük olur. | TED | ولذلك فإن الموارد والمساحة لهذا المشروع ستكون ضخمة... فعليًا. |
- ve bu tarafta da açık bir arazi var. | Open Subtitles | والمساحة المحيطة بهم هي أرض مفتوحة |