O, en yüksek rütbede ve Başkan Obama'nın yanı sıra, Savunma Bakanı Gates'in baş danışmanı. | TED | إنه الضابط العسكري الأعلى رتبة. والمستشار العسكري الأول للرئيس أوباما ووزير الدفاع جيتس. |
Malzeme uzmanı ve takımın taktik danışmanı. | Open Subtitles | خبير ذخيرة والمستشار التكتيكي في المجموعة |
- Tamam. Direktör ve Genel Konsey şimdiden senin DCS olarak yerine aday arıyor. | Open Subtitles | المدير والمستشار العام يبحثان بالفعل في إستبدالك من منصب مدير الخدمات السرية |
John, sekreter senin dosyanı yanlış rafa koymuş ve danışman da dosyaya bakmadan sana sonucu bildirmiş. | Open Subtitles | والمستشار أعطاك النتيجة التي يقولها عادة دون أن يفحص الملف. |
Baş poliçe memurum ve danışmanımla tanışmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجتمع مع كبير مسؤولي السياسات والمستشار. |
Onuncu sınıfta lisedeki müdürüm, rehber öğretmenim ve şerefsiz beden öğretmenim için bir ticaret hesabında para yönetimi yapıyordum. | Open Subtitles | في الصف الـ10 كنت أدير الأموال في حساب إلكتروني للتداول لرئيس المدرسة الثانوية والمستشار ومدرس الرياضة السافل |
Başkanın kardeşi ve en yakın danışmanı Robert Kennedy, şayet Amerikan kudreti uyarmaksızın küçük bir ada üzerinde kullanılırsa, dünyanın kendilerine bakışını değiştireceği kaygılarını taşıyordu. | Open Subtitles | روبرت كنيدي، شقيق ،الرئيس والمستشار الأقرب أصبح قلقًا من أنه ربما إذا ما تدخل الأمريكان دون سابق إنذار ضد جزيرة صغيرة فإن الرأي العام العالمي سينقلب ضدهم |
John Hopkins Bloomsborg Merkezi Başkanı ve salgın projesi ile laboratuarı yaratıcısı ve sorumlusu. | Open Subtitles | "رئيس هيئة "بلومسبرج "في "جونز هوبكنز والمستشار الرئيسي ، والمصمم لمشروع الحريق الهائل |
Davalı ve vekilleri lütfen ayağa kalkın. | Open Subtitles | المتهم والمستشار سَتَرتفعُ رجاءً. |
Rektör ve ben aynı fikirde buluşamadık. | Open Subtitles | أنا والمستشار لم نلتق وجهاً لوجه. |
Naip Vekilliği ve İkinci Başvezir yetkisiyle sana orlok unvanı veriyorum. | Open Subtitles | بصفتي نائب وصي العرش والمستشار الأيسر, أمنحك لقب "أورلوك". |
Teşekkürler sevgili Li Amca ve Sayın Rektör. | Open Subtitles | عمّي العزيز لي، والمستشار. أنا سـ... |
Ben -- Ben gerçekten -- ve celp hakkındaki... | Open Subtitles | أنا حقاً... أحتاج حقاً... والمستشار... |
Toe ve Doc Lee ile bir barış anlaşamsı imzalanmıştır. | Open Subtitles | والمستشار الخاص لـــ .لى داكتو ويمثل (فيتنام) الديموقراطية |
Yemek kaynaklarımızla birlikte, General ve Konsolos Whele'in hayatı da tehlikede. | Open Subtitles | مخزون غذائنا بأكمله قد يُدمر وحياتا الجنرال والمستشار (ويل) |