Sarı saçlı mavi gözlü Müslümanlar, Araplar,Afrikalılar ve Hintliler. | Open Subtitles | ،المسلمون ذات الشعر الأشقر والعيون الزرقاء والمسلمون العرب والأفريقيون والأندونيسيون |
Sarı saçlı mavi gözlü Müslümanlar, Araplar,Afrikalılar ve Hintliler. | Open Subtitles | ،المسلمون ذات الشعر الأشقر والعيون الزرقاء والمسلمون العرب والأفريقيون والأندونيسيون |
O olağan bir insandı ve Müslümanlar bu uyarıyı çok ciddiye aldılar. | Open Subtitles | انه لم يكن كذلك, لقد كان شخصا و بشرا عاديا والمسلمون أخذوا ذلك بشكل جدى |
Hastane tüm cemaatlere açıktı, bu yüzden hem hasta hem de yanısıra hastane personeli olarak; Hıristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar ve belki de diğer mezhepler. | Open Subtitles | كان المشفى مفتوحاً أمام كلّ الفئات لذا هناك المسيحيون واليهود والمسلمون بوضوح ولربما طوائف أخرى كمرضى، وأيضاً كممارسين |
Hristiyan ve Müslümanlar "takva" sahipleri için cennete günahkarlar içinse cehenneme inanırlar. | Open Subtitles | يؤمن المسيحيون والمسلمون بالجنة للصائبين وبجهنم للخاطئين |
Ve Müslümanlar da aynı şartları kabul ettiler. | Open Subtitles | والمسلمون أخذوا نفس العهد على أنفسهم |
Irak'taki Müslümanlar, Afganistan'daki Müslümanlar, | Open Subtitles | "المسلمون في "العراق "والمسلمون في "أفغانستان |
Çeçenistan'daki Müslümanlar, Kaşmir'deki Müslümanlar ve biz! | Open Subtitles | "والمسلمون في "الشيشان والمسلمون في " الكاشمير"، لكن إلى أين |
Hristiyan ve Müslümanlar, aşina olduğumuz bir çatışmaya sürükleniyordu. | Open Subtitles | المسيحيون والمسلمون في تعارض مألوف |
Hindular ve Müslümanlar, kediyle köpek gibidirler. | Open Subtitles | السيخ والمسلمون مثل عصابتي (كريبز) و(بلودز).. |
Lübnan'daki Müslümanlar, Filistin'deki Müslümanlar, | Open Subtitles | "والمسلمون في "لبنان "المسلمون في "غزة |
Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar Van Halen'in öncülüğünde birleşti. | Open Subtitles | اليهود والمسيحيون والمسلمون قد أتحدوا (للأحتفال بعشر سنوات من (فان هيلن |