Büyük ve başarılı kek dükkanımla meşgul olabilirim bu da sana kapak olsun. | Open Subtitles | ربّما أكون مشغولة كثيراً بسبب متجري الكبير والناجح للكب كيك، لذا مُت غيضاً. |
Bekle, önce büyük ve başarılı dükkanıma bakayım. | Open Subtitles | لحظة، دعني ألقي نظرة حول متجري الكبير والناجح. |
Evet, yedi gece boyunca başarılı geçen ve art arda gelen cinsel ilişki. | Open Subtitles | نعم, سبع ليال من الاتصال الجنسي المتتالي والناجح. |
Konu evlilik olunca, "ilk ve son" olsun diyenlerdenim. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بالزواج، أنا من النوع "المرّة الواحدة والناجح" |
Bu da Tyler, onun başarılı ve yakışıklı oğlu. | Open Subtitles | وهذاهو تايلور, ابنه الجميل والناجح |
Genelde gördüğümüzün ötesine, görünmez alemlere bakmak arı kolonisinin sıcaklığının kesin kontrolünün eşsiz ve başarılı bir organizasyon şekli olduğunu ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | تخطي قدرة أعيننا وولوج مواطن خفية يُبين أن التحكم الدقيق بالحرارة هو ما يجعل مستعمرة النحل تبدو بمثل هذا النموذج الفريد والناجح للمنظمة. |