Birini vurduktan sonraki hisler, korku ve pişmanlık, burda bize karşı. | Open Subtitles | المشاعر الطبيعية للذنب والندم بعد إطلاق النار صعد بالشعور بإننا ضدهم |
Geleceğim durum mutsuzluk, yalnızlık ve pişmanlık olmayacak. | Open Subtitles | لن أنتهى وحيداَ حزينة مليئة بالأسى والندم |
Çektiği acı ve vicdan azabıyla namluyu şakağına dayar. | Open Subtitles | والحزن والندم يغلبانه، ووضع المسدس، على صدغه، |
Sadece bu dünyada ebediyete kadar öfke ve pişmanlıkla dolu olarak gezmek istediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أعتقد بأنكِ تريدين أن تتجولي بهذا العالم مليئةً بالغضب والندم لبقية خلودك |
Tüketiciler ve finansal kararlarıyla ve buna bağlı pişmanlıklarıyla ilgili çok geniş çaplı yazılı kaynaklar var -- temel olarak, tüketici pişmanlığı. | TED | لدينا ثقافة واسعة عن الشراء والقرارات المالية. والندم مرتبط بهما .. مثل ندم الشاري على سبيل المثال. |
En acımasız cezaevini kendi korku ve pişmanlıklarımızla, biz kurarız. | Open Subtitles | السجن الاقسى هو الذي بنيناه لأنفسنا جرّاء الخوف والندم |
Eğer heyecanlanmak dediğin, sersemleşmek ve pişman olmaksa... | Open Subtitles | اذا كان يعني التحجر والندم الكامل |
Özrün ve pişmanlığın faydası olmaz. | Open Subtitles | الاعتذارات والندم لا ينتجان شيئاً |
..ve pişmanlık.Aklımda bir sürü şey var ama hepsi ajansla alakalı.. | Open Subtitles | الكثير من الذنب والندم الندم. الكثير من الأشياء فحسب |
Bir kayıp ve pişmanlık hissi. Bunu ta lambrilere kadar hissedebiliyorsun. | Open Subtitles | إحساس بالضياع والندم يخالج المرء لدى رؤية هذه الزخرفة الخشبيّة. |
İmkansız bir keder ve pişmanlık olduğu için sana asla hepsini söyleyemeyeceğim için, bütün yapmam gereken işler için. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد مثل ها الألم والندم لكل مالا أستطيع قوله لك لكل العمل الذي عليّ القيام به |
Bu şiiri 1888 yılında, 18 yaşındayken yazdı, ve ben bu şiire bir çeşit çok tatlı feminist bir manifesto olarak bakıyorum bir parça isyan ve bir parça teslimiyet ve pişmanlık içeren. | TED | لقد كتبت القصيدة عندما كانت قد بلغت 18 عاماً في 1888، وأنا أنظر لهذا النوع من البيان النسوي الحلو يشوبه القليل من التحدي وقليل من الإستسلام والندم. |
En önemli yan etkileri uykusuzluk, ağız kuruluğu suçluluk duygusu ve pişmanlık. | Open Subtitles | ...أقصى تأثيرات جانبية لها هو الأرق وجفاف الفم وشعور بالذنب والندم |
Bu yüzden derin bir utanç ve pişmanlık duyuyorum. | Open Subtitles | لهذا ، أشعر بأعماقي بالعار والندم |
AIDS salgını sağlık sektörünü hazırlıksız yakaladı ve Dünya Sağlık Örgütünün hesaplarına göre bugüne kadar 39 milyon insan bu hastalık yüzünden hayatını kaybetti. Bu konuda daha erken önlem almadığı için pişmanlık ve vicdan azabı duyan tek kişi ben değilim. | TED | لقد فتك وباء الإيدز بصحّة المجتمع الذي لم يكن مستعدا، واليوم قدرت منظمة الصحة العالمية بأنه تُوفّي ما يُقارب 39 مليون شخص بسبب هذا المرض، لست الوحيدة التي يغمرها الشعور بالأسف والندم لعدمي قيامي بأشياء أكثر في وقت سابق. |
Zorluk ve vicdan azabıyla dolu. | Open Subtitles | كاملة من العرق والندم |
Pişmanlıklarım var ve vicdan azabım | Open Subtitles | لدي ندم والندم |
Ama şimdi seni yalnızca şefkat ve pişmanlıkla anıyorum. | Open Subtitles | لكني الآن أفكّر بكِ والرّقة والندم يغمُرانني. |
ve ben tüm bunları sonsuz bir acı ve pişmanlıkla düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | التي تجعلني أشعر بآلام لاحصر لها والندم |
Gururla ve pişmanlıkla belirtmeliyim ki, bu ofisteki son hareketim ulusal desteğin Chicago'da ki isyanı bastırmak için bir anlaşma olacak. | Open Subtitles | بكر الفخر والندم بأن أحد آخر أعمالي في المكتب سيكون نشر للحرس الوطني " لقمع تمرد " شيكاغو |
ve hissettiğin, içinde biriken tüm o endişe yada suçluluk veya pişmanlığı at kenara gitsin. | Open Subtitles | وأي شيء قد أرتكبتيه مثل القلق والندم أو الذنب فقط دعى ذلك يٌزال |
Hatalarımız için duyduğumuz utanç ve pişmanlığı rahatlatır. | Open Subtitles | فهو يحرّرنا من العار والندم على أخطائنا |
En acımasız cezaevini kendi korku ve pişmanlıklarımızla, biz kurarız. | Open Subtitles | السجن الاقسى هو الذي نبنيه لأنفسنا جرّاء الخوف والندم |
Sersemleşmek ve pişman olmak. | Open Subtitles | التحجر والندم الكامل |