Laf kalabalığı, söz dizimi ve teşkilatlanmasına dayanarak bunu kimin yaptığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | استنادا إلى اسهاب، بناء الجملة، والهيكل التنظيمي، بأمكاني اخبارك من فعل هذا |
ve biz tekstil'den formata ve yapı ve estetiğe kadar herşeyi geliştirmeye gayret etmek için çalışıyoruz. | TED | ولقد عملنا في محاولة لتحسين كل شيء من النسيج إلى التصميم والهيكل و الجمالية. |
Fakat Tabii ki, yumuşak dokunun hepsi çürümüş... ...ve iskeletin kendisinden... ...sınırlı bilgi edinilebilir. | TED | ،ولكن وبطبيعة الحال، كل الأنسجة الرخوة قد تحللت والهيكل العظمي نفسه .يحمل معلومات صحية محدودة |
ve aldatmanın en temel yapısı, sevdiğine asla ulaşamayacağın gerçeği, isteğinizi canlı tutar. | TED | والهيكل الأساسي لعلاقة حقيقة أنك لن تقدر على ترك عاشقك ينتظر |
Bu düzen ve yapı arzusu, onlar gibi insanlara verilen destekle gerçekten güçlü bir ilişki içindedir. | TED | وهذا الرغبة في النظام والهيكل يرتبط بقوة مع دعم لأشخاص مثل هؤلاء. |
Bu; evrim ağacında, dinozorların yaşayan mirasçılarının anatomilerini -- bu vaka için ciğer ve iskeletlerini -- incelediğimizi söylemenin havalı bir yolu. | TED | هذه طريقة وهمية للقول أننا ندرس علم التشريح، خاصة في هذه الحالة، لدراسة الرئتين والهيكل العظمي لأحفاد الديناصورات الحية على الشجرة التطورية. |
Mevcut parametrelerle motorlar ve kaporta her an çökebilir. | Open Subtitles | المحرك والهيكل على وشك الإنفجار وفقاً للمعطيات الراهنة |
Bu zaman boyunca Mezar Odası ve iskelet korumasızdı. | Open Subtitles | وخلال ذلك الوقت، القبو والهيكل العظمي سيكونان غير مُؤمّنان |
Antenleri yok ve dış kabuğu tipik arı izlerini taşımıyor. | Open Subtitles | ليس لديها هوائيان, والهيكل الخارجي لها لا يحتوي على العلامات الخاصة بالدبور |
- Doğru. "Gelecek olan önderin halkı, kenti ve Kutsal Yer'i yerle bir edecek." | Open Subtitles | هذا صحيح أن الحاكم الذي سيأتي سوف يدمر المدينة والهيكل |
Kas, iskelet sistemi ve duyusal organların %10'u biyonik implantlarla desteklendi. | Open Subtitles | 10 في المئة زرعت الكترونيا لتعزيز الجهاز العضلي والهيكل العظمي والأجهزة الحسية |
ve karbonfiber korumalık arabayı hem pahalı hem hafif yapar. | Open Subtitles | أو مكلارين بي 1 والهيكل المصنوع من الفايبر الكربوني يجعل السيارة غالية الثمن لكنها خفيفة |
Şehre ve tapınaga yaptıklarına bir bak. | Open Subtitles | انظر لما تفعله بالمدينة والهيكل. |
Size, şehre ve tapınaga birşey olmayacak. | Open Subtitles | سيتمّ تجنّبك والمدينة والهيكل. |
Tamam, ceset ve gümüş iskelet... | Open Subtitles | حسناً. كلّ من الجثّة والهيكل العظمي الفضّي... |
Namlu düz değil ve vücudun oldukça gevşek. | Open Subtitles | الأستون ليس مستقيماً والهيكل دقيق |
Kalkan ve geminin gövdesi şimdilik bizi koruyor. | Open Subtitles | الدرع والهيكل هما اللذان يحمياننا حاليا |
Şehir ve tapınak Tanrı'nın. O karar verecek! | Open Subtitles | المدينة والهيكل لله، سيحكم فيهما! |
Ancak noktalama işaretleri ve yapısı hâlâ... hâlâ karışık. | Open Subtitles | لكن علامات الترقيم والهيكل البنائى للجمل لايزال... . |
b) Organize etme ve istihkama göre; | Open Subtitles | (ب) - التنظـيم والهيكل الوظـيفي. |