çaresizlik, yardımsızlık ve umutsuzluğu sergileyerek, medya, Afrika ile ilgili olarak sadece ve sadece gerçeği anlatmaktadır. | TED | ،بعرض البؤس، والعجز واليأس الإعلام ينقل الحقيقة عن أفريقيا، ولا شئ غيرها. |
Afrika'nın geniş imkanları bulunmakta, ancak, Batı medyasının izleyicilerine geniş biçimde sunduğu çaresizlik Ve umutsuzluk söyleminden yer bulamamaktadır. | TED | أفريقيا لديها فرص هائلة لم تنقل عبر الإنترنت من البؤس واليأس والذي يقدمه الإعلام الغربي لجمهوره الكبير. |
"Sonuç olarak bugün acı ve keder dolu bir dünyada yaşıyoruz." | Open Subtitles | "ونتج عن هذا أننا نعيش الآن في عالم من الألم واليأس." |
Diğerlerinin arasından o küçük, öldürücü iblisi tanıyabilmek için bir sanatçı, bir deli, utanç dolu, melankolik ve çaresiz biri olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكون فناناً أو مجنوناً، أو غارقاً فى العار والهوس واليأس كى يستطيع أن يميز أكثر الفتيات شيطنة من وسطهن |
Bu durum, toplumların bütününü kısır bir yoksulluk, eşitsizlik Ve umutsuzluk döngüsüne hapseder. | TED | هذا يترك مجتمعات بأكملها محاصرة في حلقة مفرغة من الفقر وعدم المساواة واليأس. |
Onlar, kız kardeşlerinizi kaçırıp köleleştiren, aşağılık ve umutsuz bir yaşam sürmeye zorlayan gulyabaniler. | Open Subtitles | هم الغيلان الذين سحبو أختك بعيدا وإجبروها للعيش في العبودية الإذلال واليأس |
Ölüm ve çaresizliğe sürükleyen yanlış idealizm vardır. | Open Subtitles | توجد المِثالية المُضَللة .التي تؤدي للموتِ واليأس |
Korkuyu, acıyı ve çaresizliği burada olduğun her gün tadacaksın. | Open Subtitles | ستعرف معنى الخوف، والألم، واليأس في كل يوم ستمضيه هنا |
Zaman öncesi dehşetlerin, şehvetlerin ve çaresizliğin üzerindeki... tepelerden patlayıvermiştir. | Open Subtitles | وقد أندلعت بين التلال على .. الاهوال القديمة الرغبات القديمة واليأس القديم |
Yemek yiyebildim ve artık kayıp ve çaresizlikten öte bir şeyler olduğunu görmeye başladım. | Open Subtitles | وتناولت الطعام وبدأت أرى أن هناك أكثر من الفقد واليأس |
Bazen kendini öfke ve çaresizlik... hissederken bulduğunda... kendini nerede bulursun, sana ne olur? | Open Subtitles | اذا أحسست بداخلك بالغضب واليأس ابحث عمّا تجده في نفسك، وماذا تجد ؟ |
Yaşam ve ölüm, aydınlık ve karanlık, umut ve çaresizlik. | Open Subtitles | ،الحياة والموت، النور والظلام الأمل واليأس |
...fakat bir gizem ve keder içinde yaşamaktansa, ...gerçeği bilmek çok daha iyi. | Open Subtitles | ولكنني أعدك أنه من الأفضل معرفة الحقيقة على أن تعيشي في غيمة من الغموض واليأس |
Başlarına gelen neredeyse her şey, uğursuzluk, ıstırap ve keder doluydu. | Open Subtitles | كان معظم ما حدث لهم حافلاً بسوء الحظ والشقاء واليأس. |
Hayır, geldim çünkü hayatım boyunca bu kadar yalnız ve çaresiz hissetmemiştim. | Open Subtitles | لا، لا، أتيت لأنّي لم أشعر بهذه الوحدة واليأس في كل حياتي |
O kadar zor durumda ve çaresiz olan birinin senin için her şeyi yapacağını biliyordun. | Open Subtitles | علمت أنّ شخصاً بتلك القدرة واليأس سيفعل أيّ شئ لك |
Bu safhada duygusal algıların kaybı artabilir ve katlanılamaz olabilir. Bu safhada kendini beğenmişlikte azalma Ve umutsuzluk yaygındır. | Open Subtitles | في هذه المرحلة الاحساس بالخسارة العاطفية يزداد ولا يحتمل في هذا المرحلة قلة الشغور بتقدير الذات واليأس أمر شائع |
Hepimizi sefil, alkolik, umutsuz ve şiddet yanlısı yaptı. | Open Subtitles | جعلت حياتنا كلها بائسة الشرب واليأس والعنف |
Size bir hikaye anlatmak istiyorum, umut verici bir hikaye, Afganistan da ki umutsuzluk, bunalım ve çaresizliğe ve ondan ne öğrendiğimize hitaben ve travmatik deneyimlerinin üstesinden gelebilmeleri için nasıl yardımcı oluruz, ileride, gelecekte, güvenlerini geri kazanmaları için nasıl yardım ederiz. ve her hayata nasıl dahil olabiliriz | TED | أريد أن اخبركم قصة مشجعة عن تجاوز الاحباط واليأس والاكتئاب في أفغانستان ومالذي تعلمانه من تلك القصة عن كيفية مساعة الآخرين لتجاوز الازمات الكبيرة والتجارب الصعبة وكيف نعيد بناء ثقتهم في أنفسهم مرة أخرى مستقبلا .. لحياتهم القادمة وكيفية مساعدتهم على المشاركة في الحياة مرة أخرة |
Uğradığım hayal kırıklığını çaresizliği ve aşağılanmayı... | Open Subtitles | الاحباط واليأس والاهانة التي شعرت بها |
Onlar yalnızlığın ve çaresizliğin sonsuza dek süreceği yere gideceklerini biliyorlar. | Open Subtitles | حيث لن يلازمهما إلّا الوحدة واليأس أبد الآبدين. |
- Şimdi bitirsene evlat. Ömür boyu sefalet ve çaresizlikten kurtul. | Open Subtitles | تجنب عمرا طويلا من البؤس واليأس |
Benim adımı kullanarak yoksulluk ve umutsuzluğa sebep olduğu için bu kadını cezalandıracağım. | Open Subtitles | أنا أعاقب امرأة تسبّبت في الفقر واليأس مستغلّة اسمي. |