Yine bazılarınız bunu yaptı, ve bu da düşündüğünüz kadar zor değil. | TED | أقول لكم مجددا أن بعضنا هنا قد قام بهذا، وانه ليس صعبا بالشكل الذي تتصورونه. |
Böyle konularda o kadar da dahi değil. | Open Subtitles | عندما تنظرين اليه بهدا الطريقه يبدو وانه ليس عبقرياً |
Hayır, tabi ki bu benim rüyalarımdaki iş değil ve maaşı da çok cazip değil. | Open Subtitles | كلا كلا , انه ليس العمل الذي حلمت فيه وانه ليس ذو مرتب جيد |
Hayır, ayrıca erkek arkadaşım değil ama ondan hoşlanıyorum ve beni tekrar yatağa atmasını istiyorum o yüzden herkes düzgün davransın. | Open Subtitles | لا، وانه ليس صديقي، ولكن أفعل مثله وترغب في الحصول على وضع من قبله، |
Sadece yün ve ben değil dersem senin bile değil. | Open Subtitles | مجرد صوف وانه ليس ملكك حتى ، اذا قلت بانه ليس ملكك |
Yani, bu benim için büyük bir şey ve kötü olduğumu düşündüğümden de değil. | Open Subtitles | اعني بأنه ستكون فرصة كبيرة بالنسبة لي وانه ليس بأنني لا اعتقد بأن عملي ليس بجيد |
Onu tanıyorum ve o öyle birisi değil... | Open Subtitles | انا اعرفة وانه ليس من هذا النوع |
Beni saat yedi'de alırsın. Ve bu bir buluşma değil. | Open Subtitles | خذني فى السابعة وانه ليس ميعاد |
Bu hiç kolay değil, çünkü insanlar bir giriyor bir çıkıyor bir giriyor bir çıkıyor.... | Open Subtitles | وانه ليس سهل لانه الناس يستمرون بالذهاب والاياب وداخل وخارج و... |
Ayrıca bir "şey" değil, bir endişe. | Open Subtitles | -أنا ل أقول لك الآن وانه ليس شيئا. انه امر يبعث على القلق |
General, burada birşey var ve bu, enayilerden değil. | Open Subtitles | ...جنرال هناك شئ بالاسفل معنا وانه ليس امن |
Doğru değil, ama olan ne yazık ki bu. | Open Subtitles | ...وانه ليس صحيح , لكن .فقط كانت مجرد وسيله |
Bir Louvre müzesi değil, ama önemsiz de değil. | Open Subtitles | انه ليس متحف اللوفر وانه ليس Knickknack City كذلك |
Dedi ki, "Pete, bütün testlerini inceledik ve söylemek zorundayım, bileğin incinmemiş kırılmamış da bilek sinirlerinde zedelenme de yok enfeksiyon da kapmamış Lyme hastalığı da değil." | TED | وقال "حسنا بيت، لقد قمنا بدراسة جميع الاختبارات وعليً اخبارك، انه ليس التواء في المعصم ولا حتى كسر في المعصم ولا حتى تضرر اعصاب المعصم وانه ليس عدوى ولا مرض لايم |
Hem güzel de değil. | Open Subtitles | وانه ليس جميل هو الأخر |
Herhangi bir polis değil. | Open Subtitles | وانه ليس فقط أي شرطي. |
Ayrıca üzgün olan bir tek o değil. | Open Subtitles | وانه ليس الشخص الوحيد الغاضب |
Bu bir embriyonik membran değil. | Open Subtitles | وانه ليس غشاءً جنينياً. |
Hem öyle, hem değil. | Open Subtitles | إنه كذلك وانه ليس كذلك. |
Evet, hem de yüzbaşıya veya kocasına ait değil. | Open Subtitles | وانه ليس للملازمه أو زوجها |