Ayağım kayıp, kazara bir erkekle yatıyor muyum diye mi soruyorsun? | Open Subtitles | تقصد, هل سبق لي وأخطأت وبالصدفة نمت مع رجل؟ |
Bence asıl sebep, şirketin onu soğutma tekniğiyle bir yıllığına dondurması ve birkaç gün sonra kazara çözülmesine neden olması. | Open Subtitles | شخصياً أعتقد أن ذلك أصابه لأن الشركة حاولت أن تحفظ درجة حياته مجمداً لمدة سنة وبالصدفة اذابوه واخرجوه بعد عدة أيام |
Bu adam benim evimdeydi, ve tesadüfen aynı heykelden kendi evinde de mi var? | Open Subtitles | هذا الرجل في شقتي، وبالصدفة... لديه نفس التمثال... الذي كان في شقتي؟ |
Ve şu şanslı tesadüfe bak ki, önünde bu güzel küçük bayan tarafından tasarlanan yeni, geliştirilmiş ruhsatlı, işe yarar, başarılı, küçük ama dev bir kütük çekici var. | Open Subtitles | وبالصدفة السعيدة كما كان سابقا قلت.. أصبح نموذجا بواسطة السيدة الصغيرة الجديد والمحسن |
Evet, ve ne tesadüftür ki, birkaç ay sonra "kardeşlerim" dediklerin geldi. | Open Subtitles | نعم، وبالصدفة بعد بضعة أشهر سيكون من تدعوهم أخوتك بالوصول |
Küçükken, bir ağaca tırmanıyordum ve yanlışlıkla elimi dev eşek arılarının kovanına koydum. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا ، كنت أتسلق شجرة وبالصدفة وضعت يدي على عش من الدبابير الضخمة |
Ve bir kere, şans eseri, gerçekten onu gördüm. | Open Subtitles | وذات مرة, وبالصدفة البحتة, رايتها فى الحقيقة |
Yıldızlar, kazara birer dev fabrikalardır. | Open Subtitles | النجوم ببساطه وبالصدفة هى . مصانع عملاقة |
Onu duvara doğru yönlendirirken kız kazara sahte kafanın üzerine basar ve onu parçalar. | Open Subtitles | يقودها إلى الحائط... وبالصدفة تخطو على الرأس المزيف وتحطمه. |
John'la benim yüzümden kazara tanıştı. Yollarımızı ayırmadan önce. | Open Subtitles | لقد قابلت (جون) بسببي وبالصدفة قبل أن ننفصل، |
Onu eve bugün getirdim ve tesadüfen, Rupert da bugün tekrar çalışmaya başladı. | Open Subtitles | وبالصدفة هذا هو اليوم الذي بدأ (روبرت) العمل مرة أخرى |
ve tesadüfen, Omisha doğum ve ölüm Tanrıçası oldu! | Open Subtitles | وبالصدفة, (أومشا) هي الهة المولد... والموت! |
tesadüfe bak! | Open Subtitles | وبالصدفة... |
Bu da gece yarısının geçtiği ve resmen Yaramazlık Günü'ne/Gecesi'ne ve ne tesadüftür ki Koç'un doğum gününe girdiğimiz anlamına geliyor. | Open Subtitles | 15 وهذا يعني بأنه بعد منتصف الليل يحل الأذى ليل نهار وبالصدفة الرهيبة تماماً |
Söylenilene göre bir hayvan saldırısı sonucu ölmüş. Ne tesadüftür ki annem de öyle. | Open Subtitles | يفترض أنّه مات إثر هجوم حيوانيّ، وبالصدفة أمي أيضًا. |
Ve ben de neler olduğunu anlamak için Noreen'i aradım ve yanlışlıkla erkek arkadaşına yakaladım bilirsiniz.... | Open Subtitles | ولذلك اتصلت بها لأعرف حقيقة الأمر، وبالصدفة أجاب صديقها الحميم وهو لديه... أنت تعرف... |
Bir Mustang'i garaja alıyordum ve... yanlışlıkla bagaj kapagını açıverdim. | Open Subtitles | كنتُ آخذ سيارة موستانج إلى المرآب ... وبالصدفة فتحت صندوق السيارة فوجدتُ |
Son mülakatlar bugün ve ben şans eseri senin servisindeyim. | Open Subtitles | فالمقابلات النهائية اليوم وبالصدفة, أصبحت في خدمتك اليوم |
O gün tamamen tesadüf eseri olarak olan bir başka şey de sıhhi tahliye helikopterinin doktorlarından birinin kaskında GoPro kamerasının bulunması ve bütün olayı kameraya çekmesiydi. | TED | وما كان ملفتا ذلك اليوم، أنه وبالصدفة المحضة، أحد أفراد طاقم الإخلاء الطبي كان يلبس خوذة بها كاميرا GoPro فحصل أن صور المشهد كله بهذه الكاميرا. |