Amerika'daki aileler aç kalıyor, gıda bankaları hücuma uğrayarak çoğu zaman yiyecekleri tükeniyor. | TED | تعاني الأسر في أميركا من الجوع، وبنوك الطعام تنوء، وغالبًا ما ينفد مالديهم من مواد غذائية. |
Herşeyi denedik. O bankayı, akrabaları, diğer bankaları. | Open Subtitles | لقد جربنا كل شيء البنك والأقارب وبنوك أخرى |
Ve doku bankaları resmi yerler olduğundan büyük bir olasılıkla hırsızlar cenaze evleriyle çalışıyor. | Open Subtitles | وبنوك الأنسجة منتظمة، على الأرجح أنّ هؤلاءِ اللصوص يعملون في مراكز الجنازات |
İddiaya girerim ki, birkaç yıl içinde, birlikte çalışma ve kanepe sörfü ve zaman bankaları gibi ifadeler günlük dilin bir parçası haline gelecek. | TED | أراهن، أنه في بضع سنوات، أن عبارات مثل المشاركة في العمل وتبادل الإستضافة وبنوك الوقت سوف تصبح جزءا من العامية اليومية. |
Ve gıda bankaları büyüyor. | TED | وبنوك الطعام آخذة في الانتشار. |
Armitage'in milyarları var, orduları, bankaları, hepsi senin için. | Open Subtitles | شركة (آرمتدج) لديها مليارات وجيوش وبنوك كلها لك |