Bizden 300m uzaktalar, ama Onlarla konuşamıyoruz. | Open Subtitles | بيننا وبينهم عشرة أقدام ولانستطيع كلامهم حتى |
Hanımefendiye, şayet bu yaratıkları beraber etüt edebilirsek Onlarla hiç bir ortak noktam olmadığının ortaya çıkacağını söyledim. | Open Subtitles | أخبرت الفرسة لو بإمكاننا سوية دراسة هذه المخلوقات عندها سيصبح من الواضح أنه لا يوجد شيء مشترك بيني وبينهم |
Onlarla aramızdaki tek fark. onların bunu herkesin görebileceği şekilde sergilemesi. | Open Subtitles | ، ونحن جميعا صنم. الفرق بيننا وبينهم هو: وهم وضعه هناك حيث يمكن لأي شخص أن يرى. |
Onlarla bir anlaşmanız olduğunu ve onları tanıdığınızı söylediler bize. | Open Subtitles | قيل لنا إن بينك وبينهم اتفاقًا وإنك تعرفهم. |
Bu domuz seninle onlar arasında duran tek şey... ama beni aşamayacaksın serseri. | Open Subtitles | ـ هـذا الخـنـزيـر هو الشيءِ الوحيدِ بينك وبينهم لَكنَّك لن تخرج إلى إذا عبرتني يا ، سافل |
Vatandaşlarımız bizlerle onlar arasındaki farkı anlamak zorunda. | Open Subtitles | يجب أن يفهم مواطنونا الفرق بيننا .. وبينهم |
O parayı vereceğine beni mıhlardın. Artık bu mesele Onlarla senin aranda. | Open Subtitles | كنت لتقتلني قبل أن تضاهيه ولكن الأمر بينك وبينهم الآن |
Ve bu kadınlarla yaptıklarım Onlarla benim aramda kalmalıydı. | Open Subtitles | وما أفعله مع تلك النسوة يجب أن يكون بيني وبينهم |
Ama ben Onlarla arama bir mesafe koydum, ve bence sende sözde arkadaşlarınla ilgili aynı şeyi yapmalısın. | Open Subtitles | ولكني وضعتُ مسافة لازمة بيني وبينهم وأرى أن عليكِ أن تقومي بالمثل تجاه أصدقائكِ المزعومين |
Aslında, sebzeler onların sizinle ilişkilendirilmesiyle değil, sizin Onlarla ilişkilendirilmenizden daha çok kazanırlar. | Open Subtitles | في الواقع الخضار الأخرى تكتسب الكثير بكونها شريكة بينك وبينك وبينهم |
Tamam, Onlarla aramızda birkaç kilitli kapı var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأبواب المغلقة بيننا وبينهم |
Onlarla aramızda yaklaşık 300 tonluk çelik ve beton var. | Open Subtitles | هناك تقريباً 300 طن من الفولاذ والخرسانة بيننا وبينهم. |
Kum firtinasi geliyor Tam Onlarla bizim aramizda | Open Subtitles | هـناك عاصفة رملية تفصل بيننا وبينهم هـناك |
Onlarla bir anlaşmanız olduğunu ve onları tanıdığınızı söylediler bize. | Open Subtitles | قيل لنا إن بينك وبينهم اتفاقًا وإنك تعرفهم. |
Dün gece Onlarla karşılaşmış. | Open Subtitles | ثمّ حدثت منـاوشة بينـه وبينهم ليلة أمس |
Bunun Onlarla ne ilgisi yok? | Open Subtitles | ما نوع العمل الذي بينك وبينهم ؟ |
Onlarla birlikte yerimi alacak olan oğlum da. | Open Subtitles | وبينهم من كان مقدراً له ليأخذ مكاني |
Onlarla birlikte yerimi alacak olan oğlum da. | Open Subtitles | وبينهم من كان مقدراً له ليأخذ مكاني |
Halkın bana bunu anlattığını biliyor mu? Onlar benim halkım değil Hoss. Yani bir tür ateşkes anlaşmanız varsa bunu çiğnemediler. | Open Subtitles | ليسوا قومي، (هورس)، فإن كانت بينك وبينهم هدنة ما، فلم يتمّ خرقها |
Bizimle onlar arasında sadece tek kanun vardır, o da kan kanunu | Open Subtitles | بينا وبينهم قانون واحد فقط هو قانون الدم |
- Çünkü bizler polisiz. Eğer bizimle onlar arasındaki çizgi silinirse yaptığımız işin anlamı kalmaz. | Open Subtitles | لأننا الشرطة وخط شفاف بيننا وبينهم |