ويكيبيديا

    "وتأمل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • umut
        
    • umuyor
        
    • mı geçireceksin
        
    • İlham
        
    • umarak
        
    Bu arada 42 derece eğimde uyumanız ve sadece bu gece de deprem olmasın diye umut edersiniz. TED وعليك أيضًا أن تنام على منحدرات بزاوية 42 وتأمل بأن لا يحدث زلزال في تلك الليلة.
    Geceler boyu, birinin gelip seni kurtarmasını umut ederek ağlaya ağlaya uykuya dalıyordun. Kimseler gelmedi. Open Subtitles في الليل كنت تبكي قبل النوم ، وتأمل أن يأتي شخص لينقذك ، ولم يأتي أحد
    Bir grup protestocu Ulusal İlaç Konferansına katılacak olan politikacıya karşı koymayı umuyor. Open Subtitles وتأمل المجموعة مواجهة السياسيين الذين سيحضرون المؤتمر الصيدلي الوطني
    Ailesinin intikamını almak istiyor ve onların yardım edebileceğini umuyor. Open Subtitles إنها تريد الإنتقام لعائلتها، وتأمل أن يستطيعوا مساعدتها
    Ne yani, şimdi zamanını bir köşeye çekilip bütün bunları geçmesini umarak mı geçireceksin? Open Subtitles ماذا، هل ستدفن نفسك هنا وتأمل أن يذهب كل شيء؟
    Ne yani, şimdi zamanını bir köşeye çekilip bütün bunları geçmesini umarak mı geçireceksin? Open Subtitles ماذا، هل ستدفن نفسك هنا وتأمل أن يذهب كل شيء؟
    İlham perisi, bana adamın şarkısını söyle, mücadelenin ustası olan adamın Truva'nın kutsal tepelerini yağmaladıktan sonra tabii ki atını yeniden süren adamın. Open Subtitles غنِ إلي وتأمل... حيث يتمايل ويلتوى الرجل قُد الوقت مرراً فى طريقه قبل أن يُسرق
    Bazen hayatta başarılı olacağını umarak cesur adımlar atmak gerekir. Open Subtitles أحياناً في الحياة يفترضُ بكَ فقط أن تقومَ بقفزةٍ إيمانية وتأمل أن تهبطَ على قدميكَ
    O koskoca evde tek başına belki de yazın kalanı için eve dönerim diye umut ediyor. Open Subtitles كما أنها وحيدة بالمنزل وتأمل أن أعود إلى هناك طوال الصيف
    Her zaman en iyiyi umut edip en kötüye hazırlıklısınız değil mi? Open Subtitles يجب ان تتاهب للظروف السيئه داما وتأمل للافضل..
    Ve kronik üzerine araştırmalar da ölmek üzere olan insanları dondurup onlara yardım edilebilecek daha iyi teknolojinin olduğu dönemde yeniden canladırarak aynı şeyi başarmayı umut ediyor. TED وتأمل البحوث حول الحفاظ على درجات الحرارة المنخفضة بتحقيق الأمر ذاته من خلال تجميد الأموات وإنعاشهم في وقت لاحق عندما تكون التكنولوجيا الأحدث قادرة على مساعدتهم.
    tüm CO2' yi alıp basınç altında bir sıvı oluşturmak ve bunu bir yerlere koymak ve orda kalmasını umut etmek. TED وذلك بأن تأخذ كل ثاني أوكسيد الكربون ، بعد أن تحرقه ، أخذ الناتج ، ضغطه ، صنع سائل ، تخزينه فى مكان ما ، وتأمل أن يظل هناك .
    Hayır, bence biz dışarda zaman kaybederken... yeniden toparlanmayı umuyor. Open Subtitles لا، أعتقد أنها تحتاج إعادة تنظيم، وتأمل أن نضيع بعض الوقت في الاستمرار في هذا الشيء
    Morales ailesinden de özür diliyor ve bağışlayacaklarını umuyor ve anlayacaklarını. Open Subtitles وتعتذر لعائلة " موراليس " وتأمل بأن تسامحوها يوماَ ما وربما تفهمونها
    Zhao, deniz tanrılarına sunduğu hediyeler ve gösterdiği saygıyla bu yılın hem kendisi hem de mürettebatı için güvenli ve bol kazançlı geçmesini umuyor. Open Subtitles وتأمل ان زهاو عن طريق تقديم الهدايا واظهار الاحترام لالهة البحار وقال انه يمكن ان يساعد على ضمان الرخاء والامنه السنة المقبلة له وافراد الطاقم
    Gökyüzü yavrularını kıyıya götürmek zorunda, ve somon balığının bu yaz çok olmasını umuyor. Open Subtitles سكاي) عليها أن تصل) بديسميها للساحل وتأمل أن يكون سمك السلمون وفيرًا هذه السنة
    İlham perisi, bana adamın şarkısını söyle, mücadelenin ustası olan adamın Truva'nın kutsal tepelerini yağmaladıktan sonra tabii ki atını yeniden süren adamın. Open Subtitles غنِ إلي وتأمل... حيث يتمايل ويلتوى الرجل قُد الوقت مرراً فى طريقه قبل أن يُسرق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد