Bu duruma presbiyopi diyoruz ve dünya çapında iki milyar insanı etkiliyor. | TED | ندعو هذه الحالة مدّ النظر الشيخوخي، وتؤثر على ملياري شخص حول العالم. |
Akkumbens çekirdeğini, beynin zevk ve ödül merkezini etkiliyor, ki bu alan, madde bağımlılığını da içeriyor. | TED | وتؤثر على مناطق كالنواة المتكئة مركز السعادة و المكافأة في الدماغ التي تورطت في إدمان المخدّرات |
Güçleniyorlar. Elektrik şebekesini etkiliyor. | Open Subtitles | إنها تزداد قوة وتؤثر على الشبكة الكهربائية |
Sizi ilkokul öğretmeniniz gibi azarlamak istemesem de buradaki biricik kurala saygısızlığınız diğer öğrencileri de etkiliyor. | Open Subtitles | لا أريد أن أبدو كمعلمة مدرسة ولكن أخشى بأنكم لم تحترموا قانون واحد التي لدينا هنا وتؤثر على بقية الطالبات |
Herkesi farklı etkiliyor. Kazandım! | Open Subtitles | وتؤثر على كل شخص باختلاف - لقد فزت! |