Sen niye biraz kenarda oturmuyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تذهب وتجلس في الزاوية؟ هيا اذهب |
Neden oturmuyorsun? | Open Subtitles | . أنا مختصة بالمعالجة بالموسيقى لماذا لا تأتي وتجلس ؟ |
Row-bot'un tipik döngüsü şöyledir: Ağzınızı açarsınız, hareket edersiniz, ağzınızı kaparsınız, bir süre oturup beklersiniz. | TED | دوره مثالية للربوت المجدف تشبه هذا تفتح فمك ، تتحرك، تغلق فمك وتجلس هناك بينما تنتظر. |
Adrian uyanır ve gecenin karanlığında onunla birlikte oturur, Rocky kazanamayacağını itiraf eder. | Open Subtitles | فتستيقظ وتجلس معه هناك في ظلال الليل, وهو يعترف بأنه لا يستطيع الفوز |
Git klozete otur, olur elbet. | Open Subtitles | أن تذهب وتجلس على مقعد الحمام حتى يتم الامر |
Sahneye çıkmak, oturmak ve müzik çalmak harika. | Open Subtitles | الأمر رائع أن تصعد المسرح وتجلس وتعزف الموسيقى. |
Bu epey profesyonel bayan görüşmeciler, bir saat boyunca bir kadınla oturuyor ve o kadına tüm doğurganlık hikayesini soruyorlar. | TED | وهي عالية الكفاءة حيث تقوم نسوة بعمل مقابلات وتجلس مع النسوة الاخرى لمدة ساعة كاملة تسئلها عن تاريخ ولاداتها |
Orada oturuyorsun, ne olacağını bilmiyorsun ve birden bire içinde garip bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | وتجلس هناك ولا تعلم ما سيحدث وفجأة كل الأشياء المفزعة تتخيلها بداخلك |
Neden gidip kilimlerinin yani kendi yüzünün üzerine oturmuyorsun? | Open Subtitles | لما لا تذهب إلى إحدى سجاداتك وتجلس على وجهك ؟ |
Stewie, neden bütün arkadaşların buradayken gelip oturmuyorsun? | Open Subtitles | ستيوي , لماذا لا تأتي إلى هنا وتجلس مع جميع أصدقائك هنا |
Neden oturma odasına gelip, bizimle biraz oturmuyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تأتي إلى غرفة المعيشة وتجلس هناك، هاه؟ |
Neden aşağıya inip masanda oturmuyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تذهب للأسفل وتجلس في مكتبك |
Neden oraya oturup gözlerini kapatıp, başını yaslayıp, benim dönüşümü beklemiyorsun. | Open Subtitles | .. لماذا لا تذهب وتجلس هناك و اغلق عينيك ، ارجع رأسك للوراء وانتظرنى حتى أعود |
Erkenden buraya geldiğini söylerdi... ve altına oturup şiirler yazarmış. | Open Subtitles | قالت بانها اعتادت ان تاتي الى هنا مبكرة وتجلس تحتها لتكتب القصائد |
Yakınlaşır, yuvanın üzerine oturur, bazen de çiftleşirler. | Open Subtitles | وهكذا فإنها سوف تأتي وتجلس في عشه، وفي بعض الأحيان فإنهما يتزاوجان. |
Bırak erkekleri, ben bir kadını parmağımla gösterince o kadın hemen gelip benim kucağıma oturur. | Open Subtitles | ليس الرجال فقط, ولكن اذا وجهت إصبعي إلى أي امرأة ستأتي وتجلس على حجري |
En iyisi sen kalk da yolun kenarında otur. | Open Subtitles | الافضل لك ان تنهض وتجلس على جانب الطريق |
Gelip oturmak ister misin, ahbap? | Open Subtitles | اتريد ان تاتى وتجلس هنا ,ياصديقى؟ |
İki, burada oturuyor ve film kopuyor ve yalnız başına burada 11 dakika oturuyor ve beyaz ekrana bakıyor, sonra oraya gitmeğe ve onarmağa karar veriyor. | Open Subtitles | أو إثنان تجلس هنا والفيلم ينقطع وتجلس 11 دقيقة فقط |
Her gece buraya geliyorsun, aynı sandalyeye oturuyorsun, kahvene bakıyorsun. | Open Subtitles | تأتي إلى هنا كل ليلة، وتجلس على نفس المقعد وتحدق في قهوتك |
Gidip arabada otursana. | Open Subtitles | ـ يا بنيامين ـ نعم؟ ـ لماذا لا تذهب وتجلس في السيارة يا رفيق؟ |
Kurulumuza gelip bizimle oturabilirsin. Benim isteğim de bu. | Open Subtitles | ستاتي الى مجلس القبيلة وتجلس معنا انها رغبتي |
Arkadaşlar, neden başka bir yere geçip oturmuyorsunuz? | Open Subtitles | اسمع ياصديقي لما لاتذهب وتجلس في مكان ما ؟ |
İçeri gireceksin bir bardak kahve, yemek, bir şeyler alıp oturacaksın. | Open Subtitles | سوف تدخل وتشتري كوب قهوة ووجبة وما شابة وتجلس على الطاولة. |