Ve neden bilmiyorum ama, yılanlardan bahsettik. Yılanlardan ve bir fobi olarak yılan korkusundan bahsettik. | TED | وتحدثنا عن الأفاعي. لا أدري لماذا تحدثنا عن الأفاعي. لكن تكلمنا عن الأفاعي والخوف من الأفاعي كنوعٍ من الفوبيات |
Zamanın rolünden, insanlardan göreceği ekstra sevgi ve nezaketten ve ona yeni bir arkadaş kazandırmaktan bahsettik. | TED | وتحدثنا عن أثر الوقت، والحب والعطف الإضافي من الناس وحثها لتكون صداقات جديدة. |
O akşam izlediğimiz televizyon programı hakkında konuştuk. | TED | وتحدثنا عن بعض البرامج التلفزيونية التي شاهدناها تلك الامسية |
Eğitim ve aileler hakkında konuştuk. | TED | كما تحدثنا عن التعليم، وتحدثنا عن أسرنا. |
Evet, bununla ilgili konuştuk. | Open Subtitles | نعم، وتحدثنا عن ذلك. |
Bununla ilgili konuştuk Amber. Değişim yapmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | 230)} ،)سبق وتحدثنا عن هذا يا (آمبر .وأنا أفكر بإحداث تغيير |
Buraya yıllar önce gelmiştim. Bir kitap hakkında konuşmuştuk. | Open Subtitles | لقد جئت لك منذ سنوات مضت وتحدثنا عن كتاب مُحدد |
Annem hakkında konuşmuştuk. | Open Subtitles | وتحدثنا عن والدتي. |
- Konuştun mu? - Evet, havadan, sudan, filmlerden falan bahsettik. | Open Subtitles | بالطبع، جلسنا وأحتسينا كوب من الشاي وتحدثنا عن الطقس والأفلام وكل شيء. |
Bu ülkede, katılmadığımız bir konuya karşı gösteri yapma hakkı ve ayrıcalığına sahip olduğumuzdan bahsettik ve eşim erkeklerin bu yürüyüşe katılımını neden önemli bulduğunu onlarla paylaştı. | TED | وتحدثنا عن أن كيف لنا الحق والامتياز في هذه الدولة أن نتظاهر ضد أي شيء لا نتفق معه، وتحدث زوجي معهم عن سبب اعتقاده بأهمية أن ينضم الرجال إلى مسيرة المرأة. |
"That Dragon, Cancer" Etki Yapan Oyun Ödülü'nü kazanınca sevindik, güldük ve Joel'dan ve hayatımıza onun yaptığı etkiden bahsettik. Birlikte yaşadığımız zor ve umut dolu gecelerden, kalbimizi nasıl değiştirdiğinden ve bize sevgi, inanç ve amaç konusunda ne kadar çok şey öğrettiğinden bahsettik. | TED | في ليلة فوز "ذلك التنين، سرطان" بجائزة اللعبة الأكثر تأثيراُ، هتفنا فرحًا، ابتسمنا وتحدثنا عن "جويل"، وعن تأثيره في حياتنا طوال الليالي الصعبة والمفعمة بالأمل التي أمضيناها معه حيث غيّر قلوبنا، وعلّمنا الكثير عن الحياة والحب والإيمان والهدف الأسمى. |
Sonra eve döndüm, mutfağa annenin yanına gittim ve onunla yediği bütün o işlenmiş gıdalar hakkında konuştuk. | Open Subtitles | وبعدها رجعت للمنزل، ودخلت للمطبخ مع والدتك وتحدثنا عن كل الأطعمة الصناعية التي تأكلها |
Ofisime gelip görev timinizin doğasından bahsettiniz biraz oğlunuz hakkında konuştuk ve hepsi bu kadar. | Open Subtitles | أتيت الى مكتبي ووضحت لي كيفية عملك في المنصب الجديد وتحدثنا عن ابنك.. |
Benim düşmanım olması gereken insanlarla ilk kez tanıştım. Ve biz sadece tokalaştık ve kahve ve güzel bir sohbet vardı, yemek ve basketbol hakkında konuştuk. | TED | قابلت الأشخاص المفترض أنهم أعدائي للمرة الأولي. وتصافحنا بالأيدي، وشربنا القهوة ودار بيننا مناقشة لطيفة، وتحدثنا عن الطعام وكرة السلة. |
Bir kitap hakkında konuşmuştuk. | Open Subtitles | وتحدثنا عن كتابِ محدد |