ويكيبيديا

    "وتحسن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ve
        
    Hayır, gerekmiyor. Sayılarla ve insanlarla aranın iyi olması yeterli. Open Subtitles لا ضرورة لذلك، عليك أن تتقن الحساب وتحسن معاملة الناس
    Portekiz parçalanmış eğitim sistemini sağlamlaştırmayı, kaliteyi artırmayı ve eşitliği sağlamayı başardı. Macaristan da aynı şekilde... TED كانت البرتغال قادرة علىتقويت نظامها التعليمي المشتت، والرفع من الجودة وتحسن الإنصاف، ونفس الشيء قامت به هنغاريا.
    Kendisi, ve tabiiki şans eseri değil, evi de daha iyiydi. TED تحسنت فيرونيكا والسبب ليس الصدفة وتحسن منزلها أيضًا
    Ancak yogadakiler gibi nefes egzersizleri, bu geçitleri daraltan kasları gevşetir ve oksijen difüzyonunu iyileştirir. TED لكن تمارين التنفس كتلك الموجودة في اليوجا تُرخي العضلات التي تضيق تلك الممرات وتحسن انتشار الأكسجين.
    Tek yapman gereken, çağrı merkezine gidip Satış Başına Dakika oranını azaltmak ve yeni elemanı rayına oturtmak. Open Subtitles كل ماتحتاجه لتعمل ,هو زيارة مركز الاتصالات, وتحسن عدد الدقائق بكل حادثة
    Franny Petrie yine de acısı azalmış ve zihinsel durumu gelişmiş gibiydi. Open Subtitles يبدو أنها ذكرت تقلص الألم لديها وتحسن في آفاقها النفسية
    Bu faydalı küçük ilaç, sinirleri rahatlatır ve bünyeyi güçlendirir. Open Subtitles هذه المادة الضئيلة تساعد على تهدئة الأعصاب وتحسن المِزاج
    Diğer taraftan yenilikçi tarım, toprak sağlığını ve verimliliği geri kazandırır, üretimi arttırır, su tutuşunu arttırır, küçük çiftçilere ve büyük tarım faaliyetlerine faydaları olduğu gibi karbonu da toprağa geri kazandırır. TED بينما الزراعة المتجددة، من ناحية أخرى، تستعيد صحة التربة وإنتاجيتها، وتزيد العائد، وتحسن احتباس الماء، ويستفيد منها المزارعون الصغار وعمليات الزراعة الكبيرة على حد سواء، وتعيد الكربون إلى الأرض.
    Hükümet iş sahaları açıp çevreyi koruyor ve eski bir Doğu Bloku ülkesine ihracat yapıyor. Open Subtitles الحكومة تخلق الوظائف وتحسن من الطقس العالمي ...وتقوم بعمل جيد مع دول شرق اوروبا
    ve hem buradaki hem de Himalaya'daki kuruluşlardaki yerini ilerletmek için Crystal Cohen cömertçe şehir içi gençlik grubuna 50 bin dolar teklif etti. Open Subtitles ولمواجهة الصحافة الصفراء... وتحسن مكانتها في المجتمع سواء هنا أو في الهملايا...
    Yaşadığın sürece onu seveceğine, onurlandıracağına, diğer herkesten vazgeçip, ona sadık kalacağına, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek bu kadını yeniden eşin olarak kabul ediyor musun? Open Subtitles أتجدد التزامك بهذه المرأة لتكون زوجتك لأن تحبها وتكرمها وتحسن لها وتحافظ عليها بالصحة والمرض والتنزه عن كل الأخريات وتكون وفياً لها طوال حياتكما معاً؟
    Yaşadığın sürece onu seveceğine, onurlandıracağına, diğer herkesten vazgeçip, ona sadık kalacağına, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek bu kadını yeniden eşin olarak kabul ediyor musun? Open Subtitles أتجدد التزامك بهذه المرأة لتكون زوجتك لأن تحبها وتكرمها وتحسن لها وتحافظ عليها بالصحة والمرض والتنزه عن كل الأخريات وتكون وفياً لها طوال حياتكما معاً؟
    Onlarla ve kiliseyle ilgilenmen. Open Subtitles وتحسن إليهم وللكنيسة
    (Gülüşmeler) Bilgisayarlar çok daha fazla alanda, çok daha iyileştikçe, bariz bir ihtimal olarak, çoğu alanda bilgisayarlar bizi aşacaklar ve insanları gereksiz kılacaklar. TED (ضحك) نظراً لدخول الحواسيب مجالاتٍ كثيرةٍ متعددةٍ وتحسن أدائها، يوجد إمكانيةٌ كبيرةٌ لأن تقوم الحواسيب بتعطيلنا عن العمل في معظم المهام وستجعل العنصر البشري لحالات الاحتياط.
    Yatırımcılarla yaptığımız görüşme ve anketlerde, yüzde 75'i, TSE lensi ile düşünen şirketler için daha iyi gelir, daha iyi işletme verimliliği görmeyi beklediklerini söylüyor. TED في معظم محادثاتنا واستطلاعاتنا مع المستثمرين توقع (75%) منهم زيادة الواردات وتحسن كفاءة التشغيل الخاص بالشركات التي ترى من منظور (أم ك)
    Nick geri dönene ve Jeremy iyileşene kadar hiç bir şey olmayacak. Open Subtitles (لا شئ سيحصل حتى عودة (نك (وتحسن (جيرمي
    Eğer kendine güvenir ve iyi görünmek istiyorsan, stresini azaltmak, yada evliliğini iyileştirmek, yada daha yeni bir sürü çok kaliteli çikolata yemiş gibi -- ve hiç kalori almadan -- yada yıllardır giymediğin bir ceketin cebinde 25000 dolar bulmuş gibi hissetmek istiyorsan, yada sana ve etrafındakilere daha uzun, sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşamanda yardımcı olacak süper güçlere sahip olmak istediğin zaman, gülümse. (Alkışlar) TED اذا ان اردت ان تبدو رائعاً .. ومؤهلا وتقلل من اجهادك وتحسن من زواجك او ان تستعيض عن كم كبير من الشوكولاتة لكي لا تكسب الكثير من السعرات الحرارية وان تسعد كما لو انك وجدت 25 الف دولار في جيبك او في جيب سترة قديمة لم ترتديها منذ امد او حين تريد ان تمتلك قوة خارقة تساعدك وتساعد الناس من حولك للعيش حياة أطول بصحة وحياة أكثر سعادة، إبتسم (تصفيق)
    CA: Buna biraz daha deyineceğiz fakat konunun bazı insanlar için korkutucu olan kısmına devam edelim. İnsanları korkutan şey şu: Bir bilgisayar kendi kodunu yazabildiğinde, kendi kopyalarını yaratabilir, farklı kod sürümleri deneyebilir, muhtemelen de bunu gelişigüzel yapar ve bir hedefe ulaşıldığını ve gelişimini kontrol edebilir. TED (أنديرسون): سنناقش هذا الأمر بعد قليل، ولكن لنتابع النقاش فيما يتعلق بالجزء المخيف لهذا الأمر لبعض الناس، وما يخيف الناس هو عندما يصبح لديك حاسب آلي بوسعه، أولًا، إعادة كتابة أكواده الخاصة، وبذلك، يقوم بنسخ نفسه عدة مرات، ويجرب مجموعة مختلفة من الأكواد، وربما بشكل عشوائي أيضًا ثم يجربهم ليرى إن كان الهدف المطلوب قد تحقق وتحسن أم لا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد