ويكيبيديا

    "وترفض" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • reddediyor
        
    • de yemiyor
        
    • tekmeyi basar
        
    Hiyerarşik sistemdeki uyum kaybolup otorite seviyesinde ihtilaflar baş gösterdiği anda denek bundan faydalanıyor ve itaat etmeyi reddediyor. Open Subtitles بمجرد إختفاء الترابط التسلسلي الهرمي للنظام وظهور عدم الموافقة، عند مستوي السلطة ستأخذ الحالة إفضليتها وترفض أن تطيع
    Ve şimdi de Doktor Bryce bu düğün hediyemi kabul etmeyi reddediyor. Open Subtitles وترفض الدكتورة برايس الآن قبول هدية زفافي لكما
    Ve şimdi de aptal pilotlarından biri çocuk gibi davranıyor ve ilacını almayı reddediyor. Open Subtitles والان احد اعته طيارنك يتصرف كطفل وترفض تناول دوائه
    Birkaç gündür hastalığı nedeniyle çok zayıfladı. Yemek de yemiyor. Open Subtitles إنها مريضه منذ عدة أيام وأصبحت هزيلة وترفض الأكل
    Muhtemelen artılar ve eksilerin bir listesini çıkarır ve günün sonunda ikimize de tekmeyi basar. Open Subtitles لعلّها صممت قائمة من الإيجابيّات والسلبيات وترفض كلينا في النهاية.
    Yemek yemeği reddediyor. Serumla beslenmeye devam edecekti. Ancak onu da söküp atmış. Open Subtitles انها ترفض ان تاكل وترفض كل من يساعدها على ذلك لقدد ذكرت أن اخاها قد مات
    Şimdi de büyükanne kızı konsolosluğa getirdi, ve ayrılmayı reddediyor. Open Subtitles والآن الجدة أحضرت الفتاة للقنصلية وترفض الرحيل
    Tamamen sebepsiz yere havuzdan gitmeyi reddediyor. Open Subtitles إنَّها تبدو غير عقلانيةً تماماً وترفض أن تخرج من حمام السباحة
    Üzgünüm, bu Gina. Kendisi bipolar hastası ve ilaçlarını almayı reddediyor. Open Subtitles إنّها ثنائيّة القطب، وترفض أن تأخذ أدويتها.
    Ama bunu ispatlamak için yararlı çalışmalar yok çünkü devlet haberleşme endüstrisiyle haşır neşir durumda ve araştırma için yatırım yapmayı reddediyor. Open Subtitles لكن لا توجد أي دراسات جيدة لإثبات ذلك لأن الحكومة شريكة في مجال صناعة الاتصالات وترفض تمويل البحوث
    Ve gülüşün güneş bile kıskanıyor ve bulutların arkasından çıkmayı reddediyor biliyor ki gülüşünün yarısı kadar ile parlak olamaz. Open Subtitles وابتسامتك الشمس بنفسها تغار منها وترفض بالخروج من خلف السحب
    Beni besliyor, eğelendiriyor, yaralarımı sarıyor ayrıca benimle evlenmeyi de reddediyor, değil mi tatlım? Open Subtitles ... إنها تُطعمني ، تداعبني ، تصلح أشيائي ، وترفض الزواج مني ألستِ كذلك يا حبيبتي ؟
    Kapanmayı reddediyor, para cezasını da ödemeyecek. Open Subtitles ـ تأبى التحشّم. وترفض دفع الغرامة.
    Ve şimdi de Doktor Bryce bu düğün hediyemi kabul etmeyi reddediyor. Open Subtitles وترفض الدكتورة (برايس) الآن قبول هدية زفافي لكما
    Üzgünüm ama Bayan Jones gördüğü muameleden memnun kalmadı ve çıkmayı reddediyor. Open Subtitles المعذرة, الآنسة (جونز) لم يعجبها معاملتكم لها وترفض أن تخرج
    Çok ağırkanlı. Bir şey de yemiyor. Open Subtitles انها راكدة وترفض الاكل
    Muhtemelen artılar ve eksilerin bir listesini çıkarır ve günün sonunda ikimize de tekmeyi basar. Open Subtitles لعلّها صممت قائمة من الإيجابيّات والسلبيات وترفض كلينا في النهاية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد