Kahveye ilaç karıştırırken termosun üzerinde iz bırakmış olabilir. | Open Subtitles | ربما أهمل مسألة البصمات وتركها على قارورة الحافظة حينما سمم القهوة |
Piç herifin teki o. Annemi sarhoş edip hamile bırakmış. | Open Subtitles | هو فقط متخلف ,ضاجع أمى وهى سكرانة وتركها حبلى |
Çocuk Sussex'den Londra'ya 20 yıl önce geldi ve ayakkabılarını geride bıraktı. | Open Subtitles | الطفل أتى إلى لندن من "ساسكس" منذ عشرين سنة مضت وتركها خلفه |
Kamyoneti herkesin göreceği bir yere bıraktı, eve girdi, cinayeti işledi, bu sırada ayaklarında aynı bot vardı. | Open Subtitles | وتركها مرئية بالكامل ثم دخل المنزل, وارتكب الجريمة وهو مرتدى الحذاء المتماثل ثم قاد سيارته بعيدا |
Sonra en üstteki toprağı havalandırmak önemlidir, yüzeyde gevşek bir hâlde bırakmak gerekir. | TED | ثم إن هذا مهم لتهوية التربة السطحية وتركها بشكل فضفاض على السطح. |
Nadine'i yada öldürdün yada onu uyuşturdun ve onu yola attın. | Open Subtitles | حتى قتلتم أو تخديره نادين وتركها على الطريق. |
Korkunç işini bitirince onu bir dolaba kapatıp yavaş yavaş bir ölüme terk etmiş. | Open Subtitles | بعد ان انهي جريمته المروعة حبسها بالخزانه وتركها تموت ببطء |
Davaya bakan dedektifler hiçbir ipucu bulamadı ve davayı öylece bıraktılar. | Open Subtitles | والمحقق الذي تولى القضية، لم يصل إلى شيء وتركها. |
Birisi ofisimdeki oyuncak ayıyı almış parçalayıp evimin önüne bırakmış. | Open Subtitles | ِشخص ما أخذ الدب الدمية من مكتبى وتركها فى مدخل المبنى |
Beyinde empatinin işlendiği yeri kutulara koyup kapıma bırakmış olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنّه علّب بعضًا منها... وتركها على عتبة بابي |
Şoför araçtan çıkmış, aracı çalışır hâlde bırakmış ve kavga etmişler, değil mi? | Open Subtitles | خرج السائق من السيارة وتركها تشتغل ثم تقاتلوا؟ |
Hayır, görünşe göre dün gece biri gelmiş ve paketi bırakmış. | Open Subtitles | لا، يبدو كأنه شخصٌ ما جاء في الليلة الماضية وتركها |
Birisi gazetede bir haberin üstünü çizmiş ve bulması için bırakmış. | Open Subtitles | احدهم وضع دوائر على الجريدة وتركها له |
Kocanız öldüğünde babam bu evi aldı ve vasiyet olarak bana bıraktı. | Open Subtitles | قبل 43 عاما تملك هذه الشقة حتى مات وتركها لي في وصيته التي تم للتو المصادقة عليها |
Peki ne yaptı, serbest mi bıraktı yoksa ölmesine izin mi verdi? | Open Subtitles | ماذا فعل إذن، حرّرها وتركها تموت؟ |
Peki ne yaptı, serbest mi bıraktı yoksa ölmesine izin mi verdi? | Open Subtitles | ماذا فعل إذن، حرّرها وتركها تموت؟ |
Bunu gerçekten alışveriş merkezine götürüp binlerce insanın piyango bileti çektiği bir arabanın bagajına bırakmak seni rahatsız etmiyor mu? | Open Subtitles | هل حقاً ستشعرين بإرتياح بحملها عبر مركز التسوق وتركها بصندوق سيارة التي آلاف الناس رموا تذاكر اليانصيب من أجلها؟ |
Onu orada öylece bırakmak da mı kazaydı? | Open Subtitles | وتركها ممددة أرضاً هناك كان حادث؟ |
Gereken dersi alıp olanları arkamda bırakmak niyetindeyim. | Open Subtitles | أنوي تعلم درس منها وتركها خلفي |
"Sahibi faturayı ödememiş ve onu veterinerde terketmiş." | Open Subtitles | المالك لم يدفع الفاتورة .وتركها عند الطبيب البيطري |
Bazen benimle o şekilde konuştuğunda gidip ona lanetler okumak ve onu sonsuza dek terk etmek istiyorum. | Open Subtitles | ، أحياناً عندما تتحدث معي بتلك الطريقة أشعر بأنني أود الذهاب إلى هُناك ولعنها وتركها للأبد |
Sevgili annen ölmen için seni bu ormanlarda terk etmiş. | Open Subtitles | لقد أحب والدتك ، وتركها لكي تموت في الغابة |
Onu yakaladık. Karavanı fundalıkta terk etmiş. | Open Subtitles | لقد قبضنا عليه لقد ترجل من الشاحنة وتركها بالطريق |
Cesetleri getirip öylece bıraktılar mı? | Open Subtitles | هل قاموا بإحضار الجثث وتركها هنا؟ |